PETROL-İŞ'Lİ KADINLAR KONUŞUYOR

KONU:  Konu: Hamilelik ve annelik nedeniyle kadınların çalışma yaşamında uğradığı ayrımcılık.

 

 

HAMİLEYİM, ÇALIŞMAK HAKKIM!

 

Petrol-İş Kadın Dergisi'nin bu sayısında "Petrol-İş'li Kadınlar Konuşuyor" köşesinin konusu kadınların doğum, annelik, hamilelik nedeniyle işten çıkartılması ve iş yaşamında ayrımcılığa uğraması.

Geçtiğimiz haftalarda Adana'da özel bir doğum hastanesinde hamilelik nedeniyle iki kadın çalışanın işine son verilmesi, kadınların "doğum ve annelik" nedeniyle çalışma yaşamında ayrımcılığa uğraması, işyerinde geri pozisyonlara itilmesi, güvencesiz ve geçici işleri tercih etmek zorunda bırakılması ve işten çıkartılması gibi konuları da tekrar gündeme getirdi.

4857 Sayılı İş Kanunu'nun "Eşit Davranma İlkesi" başlıklı 5. Maddesi'nde "İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz." ibaresi yer alır. Aynı maddenin devamında "... İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. ..." denmektedir.

Aynı yasanın 18. maddesinde, fesih için geçerli sebep oluşturmayan hususlar arasında d bendinde yer alan "Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler." de sayılmaktadır.

Petrol-İş'li kadınlara, "Çalışan bir kadın olarak, doğum ve annelik nedeniyle kadınların çalışma yaşamından dışlanmasını, işten çıkartılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de buna benzer sorunlar yaşadınız mı? Sendikalı olmanın bu açıdan sizce nasıl bir faydası olabilir?" diye sorduk. İşte cevaplar...

 

Gülay Serinkaya / Mefar İlaç AŞ, İstanbul 2 No’lu Şube

HAMİLELİK VE SONRASINDA BİRÇOK KADIN SORUN YAŞIYOR

Merhabalar, adım Gülay Serinkaya. 36 yaşındayım. 13 yaşında bir oğlum, 3 aylık da bir kızım var. 2011 yılından beri Mefar İlaç firmasında ambalaj makine operatörü olarak çalışıyorum. Aynı zamanda çalıştığım firmada işçi temsilciliği yapmaktayım.

Birçok işyerinde olduğu gibi, bizim işyerimizde de hamile ve hamilelik (doğum) sonrasında birçok kadın arkadaşımız sorun yaşamıştır. Arkadaşlarım, önceki yıllarda hamile kadınların gece vardiyasına bile geldiklerini, ağır işlerde çalıştırıldıklarını, kendilerini iyi ifade edemediklerini hep anlatmışlardır.

Şimdi ise işyerimizi geçmişle kıyasladığımızda hamile arkadaşlarımız tek vardiya gelmekte, daha hafif, basit işler verilmektedir.

Yaklaşık 2013’ten 2017 yılına kadar işyerimizde çalışan arkadaşlarımız zorlu bir mücadele vermiş ve sonunda da sendikalı çalışmaya hak kazanmışlardır. Bu sürecin başlamasıyla işyerinde birçok sorunumuzun daha hızlı çözülmesi sağlanmış, sonuca ulaşılması hızlanmıştır. İlerleyen süreçlerde sendikalı ve örgütlü olmanın faydalarını daha iyi göreceğimize inanıyorum.

Çalıştığım firmada kadın sayısı 390. Bu sayının 235’i sendika üyesi arkadaşlarımızdır. Bu kadar çok kadının çalıştığı bir firmada ve 235 de sendika üyesi kadın olmasına rağmen işyerimizde bir kreş açılamamaktadır. Emzirme odası bile yıllar sonra daha yeni, yakın bir zamanda kullanıma açılmıştır.

- Kreş, çalışan anneler için çok önemli bir sorundur.

- Kreş, sadece kadınların sorunu değildir.

- Çalışan anneler olarak kreş açılması konusunda sendikamızdan öncülük etmesini istiyoruz.

- Biz kadınlar her türlü zorluğa rağmen yeni nesilleri doğurmaya devam edeceğiz.

- Eğer bizler çalışmaya, mücadele etmeye devam edersek doğacak nesillere daha yaşanabilir bir toplum, bir dünya bırakmış oluruz.

- İnsanca yaşama ve çalışma koşulları için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.

 

 

Serpil Tokul / Plascam / Gebze Şubesi

"HAMİLELİĞİNİN ÖNEMİ YOK, AYNI MAKİNADA ÇALIŞACAKSIN"

Merhaba ben Serpil Tokul. 7 yıllık Plascam işçisiyim. İki çocuk annesiyim.

Geçmişte yaşadığım bir sorunu sizinle paylaşmak isterim. Bundan 13 yıl evvel sendikasız bir işyerinde çalışıyordum. Hamile olduğumu öğrendim. Doktor hamileliğim süresince dikkatli olmam gerektiğini, risk taşıdığımı söylemişti ve işyerime vermek üzere bana kâğıt verdi. Ben de işyerinde bana verilen kâğıdı insan kaynaklarına verdim. O da bana, "hamileliğinin bizim için bir önemi yok, sen yine aynı makinada çalışacaksın, hamile olman engel değil" dedi. Hâlbuki kolay yapabileceğim işler vardı ve insan kaynaklarında çalışan da bir kadındı, o da bir anneydi. Bu benim çok zoruma gitmişti ve ben çalışmak zorundaydım. Doğum iznine çıktım. İznim bittiğinde çocuğuma bakacak bir bakıcı tuttum. Benim emzirme iznim yasal olarak vardı fakat bu hakkım da verilmedi, vardiyalı olarak çalışmaya devam ettim. Çocuğumu emzirememek beni kahrediyordu. Sütümü sağıp eve götürdüğümde süt bozulmuş oluyordu. Çocuğumda sağlık problemleri çıkmaya başlamıştı, o günler hafızamdan silinmiyor.

Şu anda ise sendikalı bir işyerinde çalışıyorum. Kadın arkadaşlarımız benim yaşadığım sorunları yaşamıyor. Sendikalı olmak benim için yasal haklarımızı kullanmak ve genişletmek demek. Örgütlüysek güçlüyüz.

 

Yasemin Altan / Mefar İlaç AŞ, / İstanbul 2 No’lu Şube

İŞTEN ÇIKARTMAK YERİNE ÇÖZÜMLER GETİRİLMELİ

Merhaba, ben Yasemin Altan, 7 yıldır Mefar AŞ’de ambalaj bölümünde çalışıyorum. 40 yaşındayım, iki çocuk annesiyim, üçüncü çocuğuma hamileyim. Çalışan bir kadının doğum ve annelik nedeniyle işten çıkartılmasını haksızlık olarak görüyorum. Meslek edinmenin ve çalışmanın cinsiyeti olmamalı diye düşünüyorum. İşten çıkartmak yerine çözümler getirilmeli. Mesela kreş, bizim işyerimizde de olmasını istediğim; ve sadece benim değil, çocuk sahibi olan bütün kadınların istediği; hatta çocuklarına kendisi bakmakla yükümlü olan erkekler için de geçerli bir ihtiyaç. Böylelikle çocuklarımızı gözümüz arkada kalmadan büyütüp rahat çalışma imkânı bulabiliriz.

Bizlerin işyerinde sorumlulukları olduğu kadar, anne baba olarak çocuklarımıza da sorumluluklarımızı yerine getirmekle yükümlüyüz. Bizlerin sadece işçi değil, anne ve baba olduğumuzun da düşünülmesini istiyorum.

Çoğu anne fedakârlık yaparak çocuklarına bakabilmek için işini bırakmak zorunda kalıyor, ama yine çocuklarına daha iyi bir gelecek sunabilmek için çalışmak da zorundalar.

Bulunduğumuz hayat şartlarında maalesef bunlar bir eşin maaşıyla sağlanamıyor. Bu yüzden kadınların ekonomik özgürlüklerinin ellerinden alınmamasından yanayım. Bunun için büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan işyerimizde de kreş olmasını, ben ve benim gibi kadınlar adına istiyorum.

 

Büşra Şaşmaz / Mefar İlaç AŞ, / İstanbul 2 No’lu Şube

KİMSEYİ BULAMAZSA ANNE İŞTEN AYRILMAK ZORUNDA

Ben Büşra Şaşmaz. Evliyim ve dört buçuk yaşında Nehir isimli bir kız annesiyim. Birgi-Mefar ilaç fabrikasında bir buçuk yıldır çalışmaktayım. Vardiyalı çalıştığımdan dolayı çocuğuma bakmak ya da bırakacak yer bulmak çoğu zaman zor olmaktadır.

Çocuğu olan her evin bir sorunu da "Ben çalışmaya gittiğim zaman çocuğuma, bebeğime kim bakacak?". Belli bir yaşa gelmiş çocuklarımız için kreş, gündüz bakımevi veya okullar var. Peki ama yeni doğan bebeklerimiz için? Yeni doğum yapan annelerimiz için ilk 6 ay sorun değil, çünkü bebeğiyle beraber. Peki ya 6 ay sonra? Anne çalışmak zorunda. Ve o zaman ebeveynlerin, daha çok da annelerin cevap vermesi gereken sorular: "Çocuğuma kim bakacak?", "Bakıcı adayları mı?", "Anneanne mi?", "Babaanne mi?", "Yoksa kreş mi?", her şeyden önemlisi, "Güvenilir mi?"

Bu koşullardan hiçbiri olmuyorsa, anne o zaman işten ayrılmak zorunda kalabiliyor. Çocuk sahibi olan anneler için gece vardiyası, "11-7" problem yaratmakta ve aile ilişkilerini zayıflatmaktadır. İşte bu yüzden fabrikamızda çalışan 300 ya da daha fazla anne için sendikamızdan fabrikamıza kreş yapılmasını talep ediyoruz. Annelerin ve çocukların aralarındaki bağlılığın devam edebilmesi için daha çok bağlılık olması için fabrikamızda kreş istiyoruz. Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

Kreş haktır!

 

Nükket Günaçan / Plascam / Gebze Şubesi

SÖZLEŞMESİ BİTEN BİR ARKADAŞIM HAMİLELİĞİNİ GİZLEMİŞTİ

Merhaba, adım Nükket Günaçan. 3 çocuk annesiyim. 7 aydır Plascam’da çalışıyorum. Çalışan bir kadın olarak, doğum ve annelik nedeniyle kadınların çalışma yaşamından dışlanmasını, işten çıkarılmasını vicdansızlık olarak değerlendiriyorum.

Çünkü çocuk dünyaya getirmek doğanın bir kanunu. Fakat bunu gerçekleştirirken birçok sorunla karşılaşıyoruz.

Eski sendikasız olan işyerimi örnek vermek istiyorum. İş başvurusuna gittiğinizde kadın işçilere sorulan sorular şöyle; Evlenmeyi düşünüyor musunuz? Evliyseniz, çocuk yapmayı düşünüyor musunuz? 3 yaşından küçük çocuğunuz var mı? Sorulardan anlaşılacağı gibi, bunlara evet derseniz işe alınmıyorsunuz.

Çalıştığım süreç içerisinde arkadaşım hamile olduğunu, kolay bir bölüme geçmek istediğini kadın müdüre ilettiğinde, "bize mi sordun yaparken, şimdi çalış, bölüm değiştirmek yok" demişti. Yani çocuk yaparken müdürümüze ve patronumuza soracakmışız!

Yine sözleşmesi bitmeyen bir arkadaşım hamile kaldığında gizlemek zorunda kalmıştı.

Kadınlar sadece hamilelik ile ilgili değil, birçok sorun yaşıyor. Toplumda kadına dayatılan bakış açısı işyerlerinde de hükmünü icra ediyor.

Aynı işi yapmamıza rağmen kadın işçiler erkek işçilere oranla daha az ücret alıyor. Ve hep aynı muamele ile karşılaşıyorduk "eşit değil miyiz" diye söyleniyor.

Evet, eşitlik istiyoruz. Fiziksel eşitlikten bahsetmiyoruz elbette. Herkes gibi insanız ve insanca davranılmasını istiyoruz.

Yukarıda saydığım sorunlar sendikasız bir işyerinde yaşadıklarımdı. Şimdi sendikalı bir işyerinde çalışıyorum. Ve bu anlamıyla herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Fark örgütlü olmakta!

 

Pınar Aydemir / Plascam / Gebze Şubesi

KADINLAR OLARAK BİZ DE İŞ YAŞAMINDA OLMALIYIZ

İsmim Pınar Aydemir. 8 yıllık Plascam çalışanıyım. 1 çocuk annesiyim, 3 buçuk yaşında bir oğlum var.

Biz kadın işçilerin birçok sorunu var ve bu sorunlar maalesef işyerlerinde sıkça karşımıza çıkıyor. Yasalarda kadınlarla ilgili hamilelik ve süt izinleri var. Yasalarda bu şekilde olmasına rağmen sendikasız işyerlerinin birçoğunda bu izin ve haklar yok sayılıyor ve kullandırılmıyor.

Sendikalı işyerinde çalıştığım için hamilelik süresince herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Hamilelik durumundan kaynaklı dışlanmadım, zor işlerde çalışmadım, vardiyalı çalışmadım, doğum ve emzirme izinlerini rahatça kullandım.

Benim ve birçok annenin yaşadığı diğer sıkıntı ise doğum ve süt izinlerinin az olması. Çocuğunuzu henüz bir yaşındayken onu bırakıp işe gelmek tüm anneler için çok zor bir süreç. Benim için de zor bir süreç oldu. Çocuğunun ihtiyacı durumda işyerinde oluyoruz. Vardiyalı çalışıyoruz. Sütünü sağıp eve götürüyoruz. Hastalandığında yanında yeterince olamıyoruz. Anne olarak çocuğumla ilgilenememe psikolojisini yaşıyoruz. Bir tek kişinin çalışması, evini geçindirebilmesi bu dönemde çok zor. Kadınlar olarak biz de iş yaşamında olmalıyız. Haklarımızın genişletilmesi için sendikamızı daha güçlü kılmamız gerekiyor.

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 58, Mayıs 2018)