Savaş sanayiinin kadın işçileri, fabrikalarda sönen hayatlar:

 

CHILWELL MÜHİMMAT FABRİKASI FACİASI ve

KANARYA KIZLARI

 

Savaş dönemlerinde, başta ABD ve İngiltere olmak üzere, sanayi ülkelerinde kadınların üretimi sürdürmeleri ve savaşın cephane ihtiyacını karşılamaları için fabrikalara adeta "çekildiği"ni biliyoruz. Bununla ilgili pek çok reklam kampanyası yürütülmüş, yetersiz kaldığında "bu, kadınların vatani görevi " denilmiştir.  Savaş sona erdiğinde, cepheden dönen erkeklerin tekrar işbaşı yapmalarıyla, pek çok kadın evine dönmek zorunda kalmıştır. Ancak  kadınların hepsi evine dönemedi ne yazık ki. İçlerinden bazıları, mühimmat işçiliğini hayatlarıyla ödemek zorunda kaldı.

 

Selgin Zırhlı Kaplan

 

Chilwell Ulusal Top Mermisi Dolum Fabrikası, Birleşik Krallık hükümeti tarafından kurulan bir top mermisi dolum fabrikasıydı. Chilwell'de kurulduğu için bu adı almıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında 19 milyon top mermisi patlayıcı malzemeyle doldurulmuştur. Birinci dünya savaşına dek ağır sanayiide çok fazla yer almayan kadın işçiler, 1914'ten itibaren savaşın bütün üretim sahnelerinde yer almaya başladılar. Top mermisi ve bomba gibi savaş mühimmatı üreten fabrikalar bunların başında yer alıyordu.

1 Temmuz 1918 yılında İngiltere'nin Doğu Midlands bölgesinde bulunan Nottinghamshire'a bağlı Chilwell kentinde Ulusal Top Mermisi Dolum Fabrikası'nda 25'i kadın 134 işçinin öldüğü, 250'sinin yaralandığı büyük bir patlama meydana geldi. Patlama günümüzde hâlâ bu ölçekte meydana gelen kazalar içinde en ağırları arasında sayılıyor.

 

FABRİKANIN KURULUŞU

Temmuz 1915'te, İngiliz hükümetine, üretimi hızlandırmak ve kontrol etmek adına ulusal fabrikalar kurma yetkisi  veren Savaş Mühimmatları Yasası onaylandı. Büyük çaplı ve güçlü patlayıcı top mermilerinin TNT ile doldurulması için Şubat 1916'da Chilwell'de kurulan 6 numaralı top mermisi dolum fabrikası, bu yasaya dayanarak kurulan ilk fabrikalardan biriydi.

194 dönüm üzerine kurulan ve 7500 işçinin istihdam edildiği tesis,  Viscount Godfrey Chetwynd tarafından kuruldu, daha sonra kurulacak olan Mühimmat Bakanlığı adına David Lloyd George  tarafından idare edildi. Viscount Godfrey Chetwynd, otomotiv sanayicisiydi ve patlayıcı madde üretimi hakkında hiçbir bilgisi ve deneyimi yoktu.

Fabrikanın Chilwell'de kurulmasının başlıca sebebi demiryolu ve karayolu bağlantılarının güçlü oluşuydu. Konum olarak hammadde üreticilerine ideal mesafedeydi, ayrıca yerel tekstil sektörünün 'işsizlikten bunalmış ve ne iş olsa çalışmaya hazır' olan çok sayıdaki işçisini fabrikaya çekebilirdi.

Fabrika, sözleşmeye aykırı olarak, TNT yapmakta kullanılan malzemeleri oluşturmak için gerekli kömür kırma, taş öğütme ve şeker eleme işlerinde yenisini oluşturmak yerine mevcut makine sistemini kullandı. 

 

 

TNT'YLE ÇALIŞAN KANARYA KIZLARI

Chilwell top mermisi dolum fabrikasında,  patlamayla hayatını kaybetme dışında çalışırken sağlığını kaybetme riski de yüksekti. Fabrikada işgücünün büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyordu ve çoğunlukla TNT'yle (Tri Nitro Toluen) çalışıyorlardı. Patlayıcıların ve fitillerin ateşlenmesi için gerekli barutun elde edilmesinde kullanılan TNT'nin üretim aşaması, sülfürik ve nitrik asit gibi tahriş edici maddeler içeriyordu. Asitlerden çıkan dumanlar kadınların ellerini sarıya, saçlarını yeşile dönüştürdüğü için kadın işçiler kanarya kuşuna benzetiliyordu. Birinci dünya savaşının mühimmat fabrikalarında çalışan kadınlar, "Kanarya kızları" olarak isimlerini tarihe yazdırmışlardır.

Karaciğere büyük hasar veren TNT'ye uzun süre maruz kalındığında vücut sarıya dönüşüyor, kullanılan zehirli kimyasallar ölümcül sarılığa (hepatit) sebep oluyordu. Bazı kadın işçiler, sarı tenli bebekler dünyaya getirmişti. 106'sı toksik hepatit olmak üzere 200'ün üzerinde kadın işçi,  iş kazaları, patlamalar veya zehirlenme sonucu hayatını kaybetti. 400'ün üzerinde kadın işçi, ağır hastalıklara yakalandı.

TNT, bağışıklık sistemini de olumsuz etkiliyordu. Karaciğer yetmezliği, anemi, dalak büyümesi, migren, akciğer rahatsızlıkları, anemi gibi yan etkileri de olan TNT, kadınların üreme sağlığına da büyük hasar veriyordu. 

Fabrikada çalışanların sağlıklarını kaybetmemeleri fabrika sahiplerinin sorumluluğundaydı. Mühimmat fabrikalarında çalışmak zor, yorucu ve çoğu zaman oldukça tehlikeliydi.

Patlayıcı maddelerin ölümcül etkileri anlaşıldığında mühimmat işçilerine koruyucu kıyafetler, maskeler ve başlıklar verildi. Mesai bitiminde kimyasallardan arınabilmeleri için duş vb. tesisler kuruldu. Bunun yanı sıra, kimyasalların zararlı etkilerini en aza indirebilmek için beslenmelerine daha çok önem verildi. 

Statik elektrik üreterek meydana gelen kıvılcımla patlamaya yol açabileceği için naylon ve ipek giysiler giyilmesi yasaklandı.

MÜHİMMAT FABRİKASI'NDA MESAİ

Kadın işçiler, işe başlamadan önce baştan aşağı kontrol ediliyordu, kontrol sırasında tüm giysilerini çıkartmak zorundaydılar. İç çamaşırlar dahil, metal iğne ve kopça bulundurabilecek bütün kıyafetlerin çıkartılması zorunluydu.  

Fabrikaya üretime gelen işçiler, trenle Attenborough, Nottingham istasyonunda iniyorlar, fabrikaya ulaşmak için yaklaşık bir kilometre yürüyorlardı.

12 saatlik mesailerini doldurduktan sonra evlerine gidiyor, dinlenerek sabah saat sekizde tekrar işbaşı yapıyorlardı. Üretim sırasında ölümcül iş kazalarına çok sık rastlanıyordu. Kimisi hayatını kaybediyor, kimisi ağır yaralar alıyordu.

HAYDİ KADINLAR MÜHİMMAT ÜRETİMİNE!

Kadınların, mühimmat fabrikalarında çalışmalarını teşvik etmek amacıyla, çalışma koşullarının çok iyi olduğuna dair tanıtım filmleri çekiliyordu.

Mühimmat İşçisinin Yaşamından Bir Gün adlı 1917 yapımı tanıtım filmi, Chilwell askeri fabrikasında çekilmişti. Filmde, kadın mühimmat işçilerinin görevlerinden, neler yaptıklarından ve fabrikada çalışırken neler yapmaları gerektiğinden söz ediliyordu.

Filmde, kadınlar ayrıca sağlık taramasından da geçiriliyor, çalışmanın sağlığa herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmadığı gösterilmeye çalışılıyordu.

Britanya'da, askeri fabrikalarda çalışan kadın işçilere 'kadın mühimmat fabrikası çalışanı' anlamına gelen 'munitionette" adı veriliyordu.

 

PATLAMA VE SONRASI

1 Temmuz 1918 günü, fabrikada bulunan 8 ton TNT, hiçbir uyarı işareti olmaksızın patladı. Yaklaşık 4 km karelik alan üzerinde kurulu fabrika tamamen yerle bir oldu. Patlama, 50 km öteden duyuldu. Zamanında müdahaleyle alevlerin yandaki alandaki tesiste bulunan 15 tonluk TNT'ye sıçraması önlendi. Yangın yarım saat içerisinde kontrol altına alındı. Acil yardım ekipleri alana ulaştı ve yararılarla ilgilendiler. 25'i kadın, 134 işçi hayatını kaybetmiş, 250'si yaralanmıştı. Ölenlerden sadece 34'ünün kimliği tespit edilebilmişti. Bu patlama, emek tarihine yazılmış fabrika facialarından sadece bir tanesi. Savaşın neden olduğu yıkımlardan biri olarak her zaman hatırlanmalıdır.

(Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 60, Nisan 2019)