Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası'ndan

iki kadın yöneticiyle görüştük:

 

 TUTSAK ÜLKENİN ÖZGÜR KADINLARI

 

Geçtiğimiz Eylül ayında İstanbul'da gerçekleştirilen "Barış, Demokrasi, Temel İnsan ve İşçi Hakları için Uluslararası Dayanışmayı Güçlendirme" Ortak Semineri için Türkiye'de bulunan Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası'nın (PWU) Beytüllahim şube sekreteri Rihab Barhoom ve Cenin şubesi mali sekreteri İbtisam Jalamna ile Filistin'de kadın ve sendikacı olmayı, petrokimya alanında çalışan kadınların sorunlarını konuştuk.

Söyleşi: Selgin Zırhlı Kaplan

 

Petrol-İş'in dünya örgütü, küresel sendika IndustriAll, Filistin Genel Sendikalar Federasyonu (PGFTU), Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası Petrol-İş, Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası (PWU) ile Filistin Genel Elektrik ve Enerji İşçileri Sendikası'nın (PGUEW) katılımıyla 14 Eylül 2018 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen "Barış, Demokrasi, Temel İnsan ve İşçi Hakları için Uluslararası Dayanışmayı Güçlendirme" Ortak Semineri için Türkiye'de bulunan Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası (PWU) Beytüllahim Şube başkanı Rihab Barhoom ve aynı sendikanın Cenin Şubesi Mali Sekreteri İbtisam Jalamna ile Petrol-İş Genel Merkezi'nde yaptığımız söyleşide Filistin'de kadın olmak, sendikalarda kadın olarak çalışma yürütmek, kadın yönetici olmak hakkında ayrıntılı bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşi sayesinde, Filistin'de, kuşatma altında bir ülkede kadınların çalışma ve toplum yaşamındaki durumlarına ilişkin bildiğimizi düşündüğümüz pek çok bilginin yetersiz kaldığını da öğrendik. İstihdam açısından Türkiye'deki kadınların durumuyla çok da farklı olmadıklarını da gördük. Filistin'de de kadınlar düşük ücretli işlerde yoğunlaşmış durumda, güvenceli çalışan kadın oranı az, kreş sorunu var, kadın işsizliği çok fazla. Eğitimde kadınların oranı erkeklerden daha yüksek olmasına rağmen, eğitim oranı arttıkça kadınların işsizlik oranı artıyor, işverenler, düşük eğitimli ve düşük ücretli çalıştırabileceği kadınları istihdam etmeyi tercih ediyor. Söyleşide sorularımızı ilk olarak Rihab Barhoom'a yönelttik.

 

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

İsmim Rihab Barhoom. Beytüllahim'den geliyorum, 53 yaşındayım. Üç oğlum, bir kızım var. Ayrıca dört torunum var. Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası (PWU) Beytüllahim şube başkanıyım. Üniversiteye gitmeden önce küçük yaşta evlendim, 1981 yılında. 1981'den 1991'e kadar 11 yıl eşimle birlikte Kuveyt'te yaşadım. Binlerce insan gibi, Körfez savaşından sonra işimizi kaybettik ve Kuveyt'i terk etmek zorunda bırakıldık.

Sendikacılıktan önce ne işle uğraşıyordunuz?

Kuveyt'te 11 sene kaldıktan sonra Beytüllahim'e dönüp eğitimimi tamamladım. Aynı zamanda bir kreşte öğretmen olarak çalıştım. Kreş öğretmenlerine çok düşük bir ücret veriliyordu. Daha sonra çeşitli kuruluşlarda gene eğitmen olarak çalıştım. Özellikle kadın ve çocukların bilinçlendirilmesine ve bilgilendirilmesine yönelik kuruluşlarda. Aynı zamanda Filistin Kadın Örgütü'ne de üyeyim, ve kadın birliklerinde aktif olarak çalışma yürütüyorum. Kadın ve çocuklar için bir dernek de kurdum.

Ne zamandır sendikacısınız?

15 yıldır çeşitli sendikalarla çalışıyorum, 5 yıl önce Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası (PWU) Beytüllahim şube başkanı oldum. Aynı zamanda sendikanın mali işlerinden de sorumluyum.

Kadın olarak sendikada aktif görev almakta zorlandığınız oluyor mu?

Elbette bazı zorlukları var. Bildiğiniz gibi, kültürel açıdan zaten zorlanıyoruz. Normalde sendika içerisinde çok zorluk çektiğimi söyleyemem, yaşadığımız şehir de kırsal kesime göre daha ileri durumda. Ama işyerlerine ziyarete gittiğimizde işçiler açısından kadın bir lider olmak, kadın sendika başkanı olmak bir soruna dönüşebiliyor. İlk başlarda kabul etmeleri biraz zordu, bu anlamda zorluklarla karşılaştık, ama şimdi alıştılar çünkü uzun süredir bu işte çalışıyoruz. Artık kadınlar da iş sahasına indi, mesela benzin istasyonlarına gidip erkeklerle görüşebiliyoruz, erkekler de kabullendi artık kadınların her alanda bulunmasını. Filistin'de İsrail'in kurduğu kontrol noktaları da var bildiğiniz gibi. Bu herkes için bir zorluk elbette, ama kadın olarak daha da zorlanıyorsunuz bu noktalardan geçerken. İşle ilgili bir zorluk da, Nablus'tan Beytüllahim'e gelmek için üç saat saat gidiş, üç saat geliş yolculuk yapmak zorundasınız. Bu da ayrı bir sorun oluyor benim için.

Sendikanız hangi işkollarında örgütlü?

Petrokimya sendikasıyız, temizlik malzemeleri üreten işyerlerinde, boya sektöründe, kozmetik, ilaç, güzellik salonları, kuaförlerde çalışanlar sendikamıza üye oluyor. Ülkemizde petrol yok, İsrail işgalindeki bölgelerde petrol var. Bizde petrol sektörü dediğimizde benzin istasyonlarında çalışan erkekleri kastediyoruz.

Sendikanızda kadın üye oranı nedir? Temsilcilik ve yönetici kadınların sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sendikamızın Beytüllahim şubesinin % 30'u kadın üyelerden oluşuyor. Ağırlıklı olarak kozmetik ve kimya sektöründe örgütlüyüz ve kadın üyelerimizin çoğu bu sektörlerde çalışıyor. Kadın oranının bu kadar yüksek olması bundan kaynaklanıyor. Güzellik salonlarında ve diğer işkollarında çalışan kadınlar, Beytüllahim'de diğer şehirlere göre daha fazla sayıda olduğu için de kadın üye oranımız daha fazla. Beytüllahim şubesinin yönetiminde yedi kadın, iki erkek bulunuyor. Nablus'ta bulunan genel merkezde de üç kadın bir erkek yönetici var. Cenin bölgesinde ise kadın oranı yüzde 5'ten fazla değil. Federasyon düzeyinde kadın oranı yüzde 5 civarında, yöneticilerden de sekizinin beşi kadın, başkanlık, genel sekreterlik ve mali sekreterlik erkeklerde, diğer yöneticilikler kadınlarda bulunuyor.

Sendikanızda kadın yapıları var mı?

Bir kadın servisimiz var. Hem genel merkezde bir ofisimiz var, hem de bölgelerde, Ramallah'ta, Nablus'ta, Batı Şeria'da şubelerde ofislerimiz var. Federasyonda da bir kadın bölümü var. Kadın sekreterimiz, aynı zamanda ulusal federasyonda da görevli. Beytüllahim'de kadın sekreteriyim, ulusal düzeyde de kadın komitesinin üyesiyim. Sekiz yıl önce yapılan bir kongrede adımızı değiştirdik, daha önce 'kadın departmanı'ydık, şimdi 'toplumsal cinsiyet bürosu' olarak çalışıyoruz. Çünkü kadın departmanı dediğimizde sadece kadınları hedef alan, kadınlara yönelik çalışma yapan bir yapıydı, oysa şimdiki anlayışla iki tarafı da hedef alıyoruz. İki tarafa yönelik de çalışma yapmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Yaptığınız çalışmalardan örnek verebilir misiniz?

8 Mart gibi takvim eylemlerine zaten katılıyoruz. Kadınların bilinçlendirilmesi için de  çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin, kadın çalışanların hakları, Filistin yasalarındaki hakları vs.

Bunun dışında bir örnek vermek gerekirse, sosyal güvenlik yasası değiştiriliyor. Gelmeden iki hafta önce, Filistin'de sosyal güvenlik yasasıyla ilgili bir eğitime katıldım, öğrendiklerimi işyerlerindeki kadınlara aktarmak üzere.

Beytüllahim'de Filistin iş kanunlarına göre süt izni, doğum izni, asgari ücret vs. ile ilgili çalışma yürüten bir birimimiz var. Bu birim, kadın işçileri haklarıyla ilgili bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

Sosyal güvenlik yasasına kadınlar lehine maddeler de konması için kadınlar olarak eylem yaptık, kampanya düzenledik. Asgari ücret için de kadınlar olarak bir kampanya düzenledik. Üç yıl önce belirlenmişti en son, şimdi yeniden belirlenmesi için kampanya yaptık kadınlar olarak. Ne yazık ki, çalışan kadınların yüzde sekseni asgari ücretin altında ücretler alıyor. Bu bizim açımızdan büyük bir sorun. Kadınlar olarak erkeklerden daha az ücret alıyoruz, ayrıca asgari ücretten de daha az ücret alıyoruz. Kadınların da asgari ücretle çalışmasına yönelik kampanya yürütüyoruz.

Ayrıca, kadınların herhangi bir taciz olayına maruz kaldığında sendikada hangi birimlere başvuracağı konusunda da yönlendiriyoruz.  

Sosyal güvenlik yasasında kadınlar lehine ne tür değişiklikler yapılmasını istiyorsunuz?

Bu konuda bitirilmiş bir çalışmamız yok, çalışmalar devam ediyor, şu anda kanunun çıkarılması ertelendi çünkü büyük eksiklikler var.

Aynı işi yapan kadınlarla erkeklerin ücretleri arasında ne kadar fark var?

Kadınlar her zaman erkeklerden daha az ücret alıyor. Kadınlar erkeklere göre daha az ücret aldıkları için çoğu iş sektöründe kadınların iş bulma ihtimali erkeklere göre daha fazla.

Belirli sektörlerde ücretler belirgin derecede az, örneğin kreşlerde de örgütlüyüz, kreşlerde ücretler çok düşük, burada çalışanların tamamına yakını kadın, hepsi asgari ücretin altında ücret alıyor.

Üç yıl önce kreş çalışanları bir kampanya başlattı, model olması açısından. Farklı işkollarında da ücret ayrımcılığı var ama temel olarak kreşlerde daha çok ortaya çıkıyor. Hukuki olarak eşit olsa da gerçek hayatta öyle işlemiyor.

Sendikanızın tüzüğünde ücret eşitliğine ilişkin hükümler var mı?

Evet, var, hatta bununla ilgili kampanya da düzenledik, "eşdeğerde işe eşit ücret" diye, ama pratikte çok uygulanmıyor. Bir kadınla bir erkek aynı işi yapıyorsa aynı maaşı almalı, bu bir ilke olmalı.

Kadın üye sayısını arttırmaya, kadınların yönetici olmasını teşvik etmeye ya da kadınları güçlendirmeye yönelik eğitim vs. çalışmalarınız var mı?

Kadın üyelerin merkezimize gelmesinde en büyük sorun, ücretlerin düşük olmasından dolayı maddi olarak zorlaması. Bu yüzden biz sahaya iniyoruz. Ben devamlı sahadayım, mesela ilaç deposunda çalışan kadınların iş güvenliğiyle, karşılaşabilecekleri zorluklarla ilgili eğitim veriyoruz. Aynı zamanda broşürlerimiz, afişlerimiz var, onları dağıtıyoruz.

Bazı eğitimler veriyoruz, örneğin, kadınlara yönelik yetenek kazandırma ve kapasiteyi güçlendirme eğitimlerimiz var. Ayrımcılığı önlemeye yönelik çalışmalarımız var. CEDAW'ın (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi) temel gündemlerini ve konularını alarak eğitimler düzenliyoruz. En büyük sorunlarımızdan bir tanesi de kadınların uğradığı cinsel saldırılar ve tacizler, konularımız daha çok bunların üzerinde kuruluyor ne yazık ki. Bunun medyada yer almasını ve baskı oluşturulmasını istiyoruz ama kültürel sebeplerden dolayı çok başaramıyoruz, üzerine çok gidemiyoruz, medyada yer almayan birçok taciz ve şiddet olaylarının olduğunu biliyoruz.

Sendika olarak buna yönelik bir tedbiriniz var mı, özellikle kadın üyeleriniz söz konusu olunca?

Kadın departmanı durumu baştan sona her yönüyle takip ediyor. Psikolojik destek veriyor, davayı, hukuki süreci takip ediyor. Saldırgan ceza alıncaya kadar peşini bırakmıyorlar. Sendika olarak en önemlisi, mağdur olan kadını hiçbir zaman yalnız bırakmıyoruz, sonuna kadar yanında oluyoruz. Çoğu ülkelerde bildiğiniz gibi, Batı'da işini kaybetme korkusuyla kadınlar yaşadıkları olayları açıklayamaz, bizim gibi ülkelerde ise çevre, aile, arkadaşlar tarafından kınandığı için erkekler kolay kolay cesaret edemez.

Sektörünüzde çalışan kadınlar hangi sağlık sorunları yaşıyor?

Genel olarak solunum yollarıyla astım konusunda daha çok sıkıntı yaşanıyor, aynı zamanda devamlı ayakta kaldıkları için eklem ve omurilik rahatsızlıkları da oluyor.

İşveren bu konudaki sorumluluklarını yerine getiriyor mu?

İşveren bu tür rahatsızlıkları işyeri kaynaklı olarak görmüyor, kadın işçiler sağlık sorunlarını kendi imkânlarıyla çözmeye çalışıyorlar.

Filistin'de kadın istihdamı nasıl?

Filistin'de kadın istihdamı kayıtlı olarak yüzde 18 civarındadır. İş ve İşçi Bulma Kurumu'na kayıtlı olanlar yüzde 18. Belki bir o kadar da kayıtlı olmayan vardır, bununla ilgili kesin bir şey söylemem zor. Sürekli iş değiştiren kadınlar da var, bu da kayıtlı olmalarını engelleyen bir durum.

Kreşlerde, değişik sektörlerde bir ay, iki ay çalışıp ayrılan ya da geçici işlerde çalışan pek çok kadın var. Bunların hiç birinin ne çalışma sigortası, ne sağlık sigortası yok. Bunların kayıt altına alınmasına yönelik çalışmalar da yapıyoruz

İşsizlik oranı nedir?

Filistin'de kadınların işsizlik oranı yüzde 60 civarında.

Kayıt dışı çalışan kadınlar en çok hangi sektörde yer alıyor?

Ev hizmetleri, temizlik işçileri, güzellik salonları, temizlik malzemeleri üreten işyerlerinde çalışanlar genelde kayıt dışı çalışıyor. Aynı zamanda bazı insanlar evde sabun imalatı yapar, bu sektörde çalışanlar da kayıtlı değildir.

Analık haklarına ilişkin ne tür düzenlemeler var?

Doğum izni, kanunlarda toplam altı haftadır, biz bunu 10 haftaya çıkartmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda resmi
dairelerde, devlet sektöründe çalışanlarla özel sektörde çalışanlar arasında da çok büyük farklar var. Örneğin, devlet sektörü, özel sektöre göre daha fazla doğum izni verir. Genel olarak şu anda hepsinde altı hafta, ama kamu sektörü bunu uyguluyor, özel sektör altı haftayı bile uygulayamayabiliyor.

Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz doğum iznini arttırmak için?

Çalışma kanununda yer alması için sendikalar aracılığıyla resmi kurumlara baskı yapmaya çalışıyoruz.

Emzirme izni ne kadar?

Doğumdan bir sene sonrasına kadar günde bir saat emzirme izni bulunuyor. Bu izni, anne isterse sabah işe bir saat geç gelerek ya da akşam bir saat erken çıkarak kullanabiliyor.

Eğitimde kadınların durumu nasıl?

Bizde kadınların eğitim oranı çok yüksektir. Sadece temel eğitimde değil, yükseköğretimde de erkeklerle eşit durumdayız. Geçmişte, kadınların eğitimdeki oranları daha yüksekti.

Siz hangi sendikadan geliyorsunuz, sizde kadınların durumu nasıl?

İsmim İbtisam Jalamna, Cenin'den geliyorum, Filistin Petrokimya İşçileri Kamu Sendikası (PWU) Cenin şubesi yönetiminde, mali sekreterlik işini yürütüyorum. Aynı zamanda şubenin eğitim alanını takip ediyorum, sosyal güvenlik yasası çalışma grubuna da üyeyim. Sosyal güvenlik alanında birçok çalışmada yer alıyorum. Sadece sendikada değil, kadın hakları örgütlerinde de çalışıyorum, tüm çalışmalarım kadın haklarına yönelik.

Evli misiniz, çocuklarınız var mı?

54 yaşındayım, eşimi kaybettim, iki çocuğum var, biri 30, diğeri 20 yaşında. Altı tane de torunum var, büyükkanneyim yani. Eşim vefat ettiğinde büyük oğlum üç, küçüğü de bir yaşındaydı. Ben de yaklaşık 24 yaşındaydım. Dolayısıyla ilk başlarda çok zorlandım.

Ne tür zorluklar yaşadınız?

Çocukları tek başına yetiştirmek, iş konusunda da çok zorluklar yaşadım.

Başka ilgi alanlarınız var mı?

Aynı zamanda Cenin İl Meclisi üyesiyim. Cenin'le İstanbul'un Pendik ilçesi kardeş belediye aynı zamanda.

Sendikacılık öncesi ne yapıyordunuz?

Benim daha önce bir kreşim vardı, kendi işyerim. Yedi sene kreş işi yürüttüm. Aynı zamanda ek olarak evde terzilik de yapıyordum, çocukların masraflarını karşılayabilmek için. 2000'li yılların başında, çocuklar büyüdükten sonra şimdi çalıştığım sendikaya girdim, sendikal faaliyetlere başladım.  2004 yılında üniversiteye girmiştim, eğitimimi tamamlamak üzere, o zaman oğlum tutuklanmıştı, 3,5 sene hapis yattı, direndiği için.

2000 yılında girdiğimde, sendikada eğitimci olarak da çalıştım. O zamanlar gönüllü olarak katkı sunmaya çalışıyorduk, kurslarda, benzer etkinliklerde. Beş senedir, resmi olarak sendikada çalışıyorum.

Neden girdiniz bu sendikaya?

Benim bu sendikada çalışma amaçlarımdan birisi kadınların iş alanına giriyor olması. Bizde özellikle Filistin'deki siyasi durum, kadınların iş hayatına muhakkak girmesini zorunlu kılıyor. Çoluk çocuk var, ev ekonomisinin yürümesi gerekiyor. Biz sendikada bilinçlendik, eğitim aldık. Çalışmalarımız, sendikadan edindiğimiz bilgiyi, donanımı iş sahasında kadınlara aktarmak.

Kadınlara yönelik ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Şu andaki çalışma amaçlarımızdan birisi asgari ücretin arttırılması. Birçok işyeri, asgari ücret vermeye yanaşmıyor. Bazı yerlerde kadınların bir aylık ücreti 100 Dolar civarında. Asgari ücret 300 Dolar bizde, ama çoğu kadan aylık 100 Dolar'a çalışıyor. Üniversite mezunu, yüksek lisans sahibi bir kadın ayda 100 Dolar'a çalışabiliyor, çok var bu durumda olan.

Şu anda işverenlerin sosyal güvenliğe kayıt ettirme zorunluluğu bulunmuyor. Kanun yürürlüğe girdiğinde zorunlu hale getirilecek. Kanunun zorunlu hale getirilmesiyle 100 Dolar'lık ücret alan kişi, asgari ücret almaya başlayacak.

Sosyal güvenliğin zorunlu hale getirilmesiyle, asgari ücret de mecburen uygulanacak. Şu andaki faaliyetimiz, kadınların sosyal güvenlik yasasıyla ilgili bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi, bunun akabinde işverene baskı kurup sosyal güvenlik sistemine geçilmesini  talep etmelerini sağlamak.

Filistin'de asgari ücret bir ailenin geçimini sağlamak için yeterli mi?

Asgari ücret iyi bir geçim için yeterli değil. Örneğin bir kilo ekmek 1 dolar. Dolayısıyla, en temel ihtiyacın fiyatı böyle iken asgari ücret yeterli değil tabii ki. Filistin'de her şehrin kendine özgü bir ekonomisi, çalışma hayatı var. Mesela Beytüllahim daha çok turizme yönelik, dolayısıyla ekonomik hareketler daha fazla. Cenin'de ise daha çok basit tarımcılık var, aynı zamanda birçok işçi İsrail'e çalışmak için gitmek durumunda kalıyor. Nablus'ta da sanayi üretimi daha fazla.

Sendikanızın Cenin şubesinde kadın üye ve yönetici oranları nasıl?

Her seçimde, yönetimdeki kadın sayısı değişiyor. Ancak sendikamızın tüzüğüne göre, 9 yönetim kurulu üyesinden en az üçünün kadın olması zorunlu. Ama örneğin kreş öğretmenleri sendikasında üyelerin hepsi kadın olduğu için bütün yönetim kadınlardan oluşur. Tekstil alanında da yönetimde kadınlar daha fazladır. Ama inşaat sektöründe belki bir kadın vardır, çünkü kadın oranı az.

Cenin şube yönetiminde durum nasıl?

Bizde yönetimde dört kadın bulunuyor. Dokuz yöneticiden dördü kadın. Cenin şubemizin kadın üye oranı yüzde beş. Diğer sendikalarda da durum aynı, Cenin'de bütün sendikaları toplasanız, kadın oranı yüzde beşi geçmez.

Sizin sendikada bir kadın olarak görevinizi yaparken ya da sahada çalışırken yaşadığınız zorluklar oluyor mu?

Kimi zaman bazı işverenler işimizi yapmamıza izin vermiyor. Kimisi bizi kışkırtıcı olarak gördüğü için varlığımızdan rahatsız olurlar. Bazın kadın işçiler de bizimle konuşmaktan çekiniyorlar, çünkü işten çıkarılmaktan korkuyorlar. Bazı işyerlerinde ise yardımcı oluyorlar, komite kurmamıza izin veriyorlar. Bazen çalışma saatleri dışında toplantılar düzenleyerek kadın işçileri haklarına dair, çalışma şartlarına dair bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Ancak gelenekler burada da çok sıkı. Sahaya işçilerle konuşmaya gittiğimizde yanımızda mutlaka erkekler de bulunur. Genel olarak kadınlarla ilgileniyoruz. İşyerlerine giderek kontrol ederiz, temiz su var mı, temizlenebilecekleri yerler var mı diye, yemekleri iyi mi diye. Havalandırma, ışıklandırma uygun mu? Çalışma koşullarının uygun olup olmadığını konrol ediyoruz. Aynı zamanda eldiven ve maske kullanmaları ve kendi sağlıklarını korumaları konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Kadınların aylıklarını ya da ücretlerini alamamaları durumunda kanuni haklarını, hangi avukata danışabileceğini, mahkemede kendisini savunabilecek avukat bilgisinin verilmesini vs. Zorluklarımızdan birisi broşürleri basacak maddi imkânımızın olmaması. Bazı kurumlar bizi destekleyerek broşürlerin basılmasına yardımcı oluyor.

 

Filistin'de kadın olmak, sendikacı kadın olmak konusunda ne söylersiniz?

Filistin'deki bütün kadınlar, hem kadın haklarına hem çalışma yaşamındaki haklarına yönelik bütün kadınların sendikal faaliyetlere girmesini destekliyorum, olması gereken bir şey.

Filistin'li kadınların toplumsal olarak şu anda bulundukları konumdan daha iyi bir konuma gelmelerini, haklarını alabilmelerini isterim.

Petrol-İş'li kadınlara bir mesajınız var mı son olarak?

Ben ilk kez Filistin dışına çıkıyorum, başka zamanlarda da görüşmek isterim, sizi de Filistin'e bekleriz. Biz burada kadın işçilerle karşılaşmak, onlarla konuşmak da isterdik. Kadınların bütün işkollarında haklarını almalarını, eşitliğe kavuşmalarını dilerim. Filistin'li kadın işçilerin selamlarını iletiyoruz.

Siz bir şey eklemek ister misiniz?

Rihab Barhoom: Filistin'li kadınlar da dünyadaki diğer kadınlar gibi, ek olarak işgal altında yaşadığımız için zorluklara katlanıyor. Kadınlar zorluklara katlanıyor, çoğunun eşi öldürülmüş ya da hapishanede. Bu kadınların çalışma alanına girerek maddi anlamda ailesine daha fazla katkısı olması gerekiyor. Bizdeki çalışma kanunu Ürdün'den ya da daha eski, yetersiz yani. Bu kanunların bir gün kadınlar lehine düzelmesini isterim. Kadınların kişisel haklar bakımından daha iyi durumda olmasını isterim. 

FİLİSTİN'DA ÇALIŞMA YAŞAMINDA KADINLARIN DURUMU VE SOSYAL GÜVENLİK YASASI'NDA KADINLAR LEHİNE YAPILMASI İSTENEN DEĞİŞİKLİKLER:

ÇALIŞMA ALANLARI VE ŞARTLARI: Filistin'de kadınlar yoğunluklu olarak hizmet sektöründe istihdam ediliyor. Bir kısmı ev hizmetlerinde çalışıyor, büyük çoğunluğu temizlik işçiliği yapıyor. Güzellik salonları, kuaförler, temizlik malzemeleri üreten işyerlerinde, evde sabun imalatında kayıtdışı çalışıyorlar.  Kreşlerde ve bakım hizmetlerinde ise çok düşük ücretlerde çalışan kadınlar, çoğunlukla doğum izninin tamamını kullanamıyor.

KADIN İŞSİZLİĞİ % 60 ORANINDA: Filistin'de kadınların işsizlik oranı yüzde 60 civarında.

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA YAYGIN: Söyleşiden edindiğimiz bilgilere göre, Filistin'de kadınların büyük çoğunluğu güvencesiz çalışıyor ve yasalarda işverenlere sigorta yaptırma yükümlülüğü yok. Kasım ayında geçeceği belirtilen yeni sosyal güvenlik kanununda bu durumun değişmesi bekleniyor.

ÜCRETLER ÇOK DÜŞÜK: Filistin'de kadınlar hem erkeklerden çok düşük ücretler alıyorlar, hem de asgari ücretin yaklaşık ücte birine çalışıyorlar. Asgari ücret 300 dolar iken, üniversite mezunları dahil çalışan kadınların büyük çoğunluğu 100 dolar ücretle çalışıyor.

FİLİSTİN'DE ANALIK HAKLARI: Filistin'de kadınların doğum izni toplam 6 hafta, kadın hareketi ve sendikalardaki kadınlar bunun 10 haftaya çıkartılması için mücadele yürütüyor. Emzirme izni doğumdan sonra bir sene sürüyor ve günde bir saat. Anneler sabah işe bir saat geç gelerek ya da işten bir saat erken çıkarak kullanabiliyorlar.

KOCASINI KAYBEDENE MAAŞ YOK: Filistin'de kadınların birçoğunun eşi öldürülmüş veya direniş nedeniyle hapiste. Dolayısıyla geçinebilmek bugüne kadar ya çalışıyor ya da ölen kocasının maaşını almaya devam ediyordu. Yeni sosyal güvenlik yasası kocasını kaybeden kadınların maaş alma hakkına son veren bir düzenleme de içeriyor.

 

 

Rihab Barhoom'a kurucusu olduğu "Kadınları ve  Çocukları Geliştirme Derneği"ni ve Filistin'de kadın hareketini sorduk:

"Derneğin adı "Kadın ve Çocukları Kalkındırma Derneği". Derneğin ana amacı kadınların kültürel, ekonomik ve sosyal açıdan desteklenmesi. Derneğin hedeflerinden biri de kadınlara istihdam sağlamak, iş olanaklarını araştırmak. Aynı zamanda annelerin bulunduğu atmosferden çıkmasını sağlamak, eğlendirici, kültürel, sosyal faaliyetler yürüterek kadınların evdeki atmosferden uzaklaşmalarını sağlamak. Taleplerimizden birisi sendikaların derneğimizle yardımlaşma içinde bulunmaları. Bu çalışmaları ancak sendikaların desteğiyle yürütebiliriz.

Ben kadın ve çocukların desteklenmesi konusunda gönüllü olarak on beş yıldır çalışıyorum. Derneğin kurulması fikri benden çıktı. Amacım, doğrudan kadınlarla çalışılabilecek bir yapı kurmak. Sendikadaki tecrübelerimi, daha önceki öğretmenlik tecrübelerimi toplum yararına kullanmak istiyorum. Kadın örgütleriyle, kadın birlikleriyle irtibatım var, dernek vasıtasıyla bağlantılarımı kadınlar yararına kullanmak ve tecrübelerimi sunmak; gençlik örgütlerinin kadın kollarıyla dayanışma, işbirliği geliştirmek, genç kızların bu birlikler tarafından desteklenmelerine yönelik faaliyetler yürütmek istiyorum.

Beytüllahim'de, kadınlar eşleri tarafından şiddete uğradığında onlara yardımcı olacak 17 kuruluşumuz var. Mesela bir olayda bir kadın eşi tarafından darp edilmişti, olayı protesto amacıyla adliye sarayını bir gün boyunca kapattık, basını da davet ettik. Ev içi şiddete maruz kalan bir kadın 17 kuruluşun oluşturduğu birliğe başvurduğunda, önce hangi resmi kanallara başvuracağı konusunda yönlendiririz, çünkü çoğu kadının bu konuda bilinci yok, ne yapacağını bilmiyor. Çoğu kadının avukat tutacak parası da yok, birlik olarak ücretsiz avukat da sağlıyoruz."

 

(Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 60, Nisan 2019)