IndustriALL Küresel Sendika, Toplumsal Cinsiyet Koordinatörü Armelle Seby'yle

ILO'nun 190 No'lu Sözleşmesi'nin onaylanması sürecini konuştuk

 

ILO 190, şiddet ve tacizle

mücadelede bir ivme kazandırdı

 

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Haziran 2019'da düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı'nda kabul edilen işyerinde şiddet ve tacizin önlenmesine dair 190 No'lu sözleşmesi çalışma yaşamında başta kadınlar olmak üzere, bütün çalışanların hayatını önemli derecede değiştirecek. Sendikamız Petrol-İş'in de üyesi bulunduğu küresel sendika IndustriALL'ın bu süreçteki katkısı büyük. Sözleşmenin kabul edilme sürecini, IndustriALL Toplumsal Cinsiyet Koordinatörü Armelle Seby ile görüştük.

Söyleşi: Selgin Zırhlı Kaplan

 

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? IndustriALL'daki göreviniz nedir, kaç yıldır bu görevdesiniz?

Adım Armelle SEBY, IndustriALL Küresel Sendika’da 2017 başından beri toplumsal cinsiyet koordinatörü olarak görev yapıyorum.

 

ILO 190'ın onaylanması konusundan önce, geçmişte IndustriALL'in şiddet ve tacize ilişkin IUF'la ortak imzaladığı Unilever anlaşmasını ve Küresel Sendika Taahhütnamesi'ni biliyoruz. Bunun dışında IndustriALL olarak imzalanan başka anlaşmalar var mı?

Unilever anlaşması bizim çok uluslu şirketlerde bugüne dek imzalayabildiğimiz tek anlaşmadır. Bugün ise, IndustriALL olarak, Unilever’de yapıldığı gibi tek tek sözleşmeler imzalamak yerine, çok uluslu şirketlerle yaptığımız Küresel Çerçeve Sözleşmelerinin içine özel olarak toplumsal cinsiyet kavramlarını ve dilini yerleştirmeyi ve işyerlerindeki cinsiyete dayalı şiddetle bu yolla mücadele etmeyi hedefliyoruz. 190 sayılı ILO sözleşmesinin kabul edilmesinden bu yana IndustriALL, Küresel Çerçeve Sözleşmesi imzalayan şirketlerin uyması gereken standartlar arasına bu sözleşmeyi de dahil etti.

Küresel Taahhüt'ün hayata geçirilmesi ile IndustriALL, üyesi olan sendikalardan kadına karşı şiddet konusunu birinci öncelikli konu olarak ele almasını ummaktadır. Bahsettiğimiz Küresel Taahhüt bugüne dek yüzün üzerinde sendika tarafından imzalandı. Bu Taahhüt yoluyla, üyelerin konuya dair bilinç düzeyini yükseltmeye ve onları bu doğrultuda eğitmeye başladık.

 

ILO 190 imzalanırken sendikal hareketin karşılaştığı zorluklar var mıydı? IndustriALL bu konuda nasıl bir role sahipti?

ILO’nun Haziran 2018 ve 2019 yıllarındaki konferanslarında müzakerelerin çok zorlu geçtiğini belirtmek isterim. İşveren temsilcileri bu konuda bağlayıcı, zorlayıcı standartların hayata geçirilmesine karşı güçlü bir muhalefet yürüttüler. Bu yüzden her iki belgenin de kabul edilmesi, özellikle cinsiyete dayalı şiddete karşı bir sözleşme için yıllardır mücadele yürüten emek hareketi için çok büyük bir başarı.

Sendikal hareket 2019’daki ILO konferansında yeni bir sözleşmenin kabul edilmesi için ITUC öncülüğünde iki yıl boyunca kampanyalar yürüttü.

Bu süreçte, IndustriALL hareketin en aktif unsurlarından biriydi. "Sendikalar Kadınlara Karşı Şiddete Hayır Diyor" adıyla yürüttüğü kendi kampanyasıyla üyelerinin cinsiyete dayalı şiddete karşı duyarlılığını arttırdı ve bu konuda uluslararası bir emek standardına ihtiyaç olduğunu gösterdi. Üyelerinden gerek konfederasyonlarına gerekse kendi hükumetlerine bu konuda çağrı yapmalarını istedi. Ayrıca, IndustriALL önceden küresel çerçeve anlaşması imzaladığı şirketlere mektup yazarak, kadınların lehine olacak bu değişikliklerin kabul edilmesini istediklerini kamuoyuna ilan etmelerini istedi. Çoğu şirket bu çağrımıza uydu ve değişiklikleri desteklediklerini beyan ettiler.

 

Yeni kabul edilen ILO 190 nolu sözleşmeyle 206 nolu tavsiye kararı niçin önemli?

Kabul edilen şiddet ve taciz tanımları bu haliyle çok ileri haklar içeriyor. "Şiddet ve taciz" kavramları, artık herhangi bir şekilde fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zarar vermeyi amaçlayan veya bunlara yol açan veya bunlara yol açabilecek tek seferlik veya birden fazla yapılmış kabul edilemez davranış ve faaliyetleri veya tehditleri de içeren çok geniş bir tanıma kavuştu.

"Şiddet ve taciz" bir arada tek bir kavram olarak kabul edildi. Şiddet ile taciz arasındaki çizgi hem çok inceldi hem de geçirgen, birbirlerine nüfuz edebilecek halde tanımlandı. Bu şekilde tek bir tanımın olması neredeyse bütün vakalara karşı kullanılabilecek bir araç elde etmemizi sağlamış oldu.

Ayrıca böylesi bir tanım şiddet ve tacizin fiziksel istismarın ötesinde bir gerçeklik olduğuna da işaret etti. Bu kavram, karşımıza cinsel taciz, sözlü ve duygusal istismar, zorbalık, mobbing, tehdit ve takip şekillerinde çıkabilir. Kaynaklara veya hizmetlere ulaşım özgürlüğünün reddedilmesi veya bunlardan mahrum bırakılması da şiddet olarak tanımlandı.

İlaveten, bu yeni sözleşme bütün işçileri, iş anlaşması statülerini gözetmeden koruma altına almaktadır. İşçilerin stajyer, çırak, eğitim aşamasında, iş akdi fesh edilmiş, gönüllü veya iş arayan olup olmadığına bakılmaksızın bütün işçiler sözleşmenin koruması altına girdi. Kamu veya özel sektör, köyde veya şehirde çalışan, kayıtlı veya kayıtdışı olup olmadığına bakılmaksızın bütün işçiler kapsama alındılar.

Sözleşmenin kapsamı iş dünyasının bütününü içerdi; bu da fiilen çalışılan işyerinden çok daha geniş bir çerçeve anlamına gelir. İş dünyasındaki şiddet ve taciz her yerde karşımıza çıkabilir: online işlemlerde, fiziksel iş mekânında, işe geliş gidişlerde, dinlenme, sağlık veya hijyen ihtiyaçlarını giderme veya eğlence amaçlı bir araya gelişlerde de karşılaşılabilir.

 

Yeni kabul edilen 190 nolu sözleşmeyle 206 nolu tavsiye kararı, IndustriALL ile sendikaların iş dünyasındaki şiddet ve tacizle mücadelesini nasıl etkileyecek?

ILO 190 hem sendikalara hem de paydaşlara şiddet ve tacize karşı mücadelede bir ivme kazandırdı. Kullanmalıyız elbette!

Her iki belge de şiddet ve tacizi önlemenin en önemli aracının toplu sözleşme olduğunu kabul ediyor. Üstelik ev içi şiddetin etkilerini hafifletmek için dahi toplu sözleşmenin kullanılabileceğini öngörüyor. ILO 190, bu sözleşmeyi kabul eden devletleri, işyerinde karşılaşılabilecek cinsiyet temelli şiddet dahil tüm şiddet ve taciz türleri için sendikalara kaynak ve eğitim olanakları sağlamakla yükümlü kılmaktadır.

Hatta, 190 nolu sözleşmeye göre, cinsiyet temelli şiddet dahil tüm şiddet ve tacizler işyeri sağlık ve güvenlik uygulamalarının içine dahil edilmelidir. Bu bağlamda, işverenler sendikalarla görüşerek şiddet ve tacizi önlemek üzere önlemler almakla ve işyerine dönük politikalar belirlemekle yükümlüdür.

IndustriALL, ILO 190 çerçevesinde bu sözleşmenin önemi ve toplu sözleşmelere konulacak özel dil dahil olmak üzere, üyelerinin bu konudaki duyarlılığının artması için desteklerde bulunacaktır. Sendikalar da, özellikle cinsiyete dayalı şiddetin ve genel olarak da şiddet ve tacizin işyerindeki işçi sağlığı ve güvenliği politikalarının ayrılmaz bir parçası olması için işverenlerle birlikte çalışmalıdırlar.

 

ILO 190 nolu sözleşmenin, sendikaların cinsiyete dayalı şiddeti yok edebilmesi için neden güçlü bir araç olduğunu açıklar mısınız?

Bu yeni sözleşme, kadınlara karşı cinsiyete dayalı şiddet konusunda bir orantısızlık olduğunu kabul etmektedir. Bu sözleşme, yaklaşım değişiklikleri sağlayabilir ve cinsiyet eşitliğine katkıda bulunabilir. Sözleşmeye göre, bütün kesimler, hükümetler, işverenler ve işçiler işyerlerinde karşılıklı saygıya ve onura dayalı bir işyeri kültürünün oluşması ve sürdürülmesi hususunda görev alabilirler.

Sözleşme, hükumetlerin eşit olma ve ayrımcılığa uğramama hakkını içeren mevzuat değişiklikleri yapmalarını zorunlu tutuyor. Eşit olma ve ayrımcılığa uğramama hakkı, kadınları, göçmenleri, engellileri ve ırk, etnik köken, yerli halklar, cinsel tercihler ve cinsel kimlikler dahil çoklu ve kesişen kimliklerin tümünün de istihdam edilmelerinde ve meslek edinmelerinde eşit olma ve ayrımcılığa uğramama hakkını da içermektedir.

Sözleşmede belirlendiği şekliyle işyeri risk değerlendirmeleri de davranış değişikliklerini sağlamak üzere kullanılabilir. Çünkü işyeri risk değerlendirmeleri yapılırken cinsiyete dayalı şiddet ve taciz ihtimalini arttıran cinsel, kültürel ve sosyal norm ve kurallar gibi etkenler de göz önüne alınır.

190 nolu sözleşmenin ileri özelliklerinden biri de, hem de ilk kez, ev içi şiddeti işyerindeki işçi sağlığı ve güvenliğinin yanı sıra istihdam koşullarını da etkileyen bir unsur olarak ele alması ve tarafları bu etkileri azaltmak üzere önlemler almaya davet etmesidir.

 

Bir çok ülkeden çok sayıda kadın temsilciyle pek çok toplantı yaptınız. Kadınların yaşadığı şiddetin benzer olduğuna şüphe yok. Değişik ülkelerin yasal mevzuatlarındaki farklılıklar göz önüne alındığında, şiddetin yok edilmesine dair ortak bir mücadele nasıl yürütülebilir, ne düşünüyorsunuz?

#Metoo adlı (#ben de) sosyal medya çalışması, yasaları nasıl olursa olsun henüz hiçbir ülkenin yasalarının cinsiyete dayalı şiddeti tatminkâr ölçüde önleyemediğini gösterdi aslında.

Bu konuya ilişkin olarak uluslararası bir standart oluşturulması bu nedenle çok önemli. Çalışma dünyasında şiddete ve tacize son vermeyi hedefleyen ilk uluslararası standart bu sözleşmedir. Bu sözleşme herkesin işyerinde şiddetten ve tacizden arındırılmış bir ortamda çalışma hakkı olduğunu kabul etmektedir. Bu sözleşme, ulusal mevzuattaki boşlukları giderecektir.

İmzalanan bu sözleşmenin kağıt üzerinde kalmaktan kurtarılması ve gerçekliğe kavuşmasının sağlanması için sendikalar olarak bizlere çok önemli görevler düşüyor. Üye devletlerin sözleşmeyi kabul etmesi ve bu sözleşmeyi ulusal yasalarının bir parçası olarak onaylaması için birlikte çalışmalıyız.

190 nolu sözleşmenin ülkeler tarafından kabul edilmesi için aktif kampanyalar yürütülmeli ve kendi üyelerimize olduğu kadar toplumun diğer kesimlerinin de duyarlılığının artması için eğitimler yapmalıyız. İşyerindeki şiddet ve tacizin yok edilmesi için sendikalar diğer sendikalarla, konfederasyonlarla, demokratik kitle örgütleriyle ve kadın örgütleriyle ortak çalışmalar yapabilirler.

 

Kadına yönelik şiddete karşı, IndustriALL üyesi sendikaların sahip olmasını hedeflediğiniz bir standart var mı? Şiddet ve tacizle müacadele konusunda gelecekte uygulamayı düşündüğünüz planlar neler?

ILO 190, en başta cinsiyete dayalı şiddet olmak üzere şiddet ve tacizin bütün biçimlerini yok etmeye yardımcı olacak, milyonlarca işçinin daha güvenli çalışma ortamlarında çalışmasına destek olacak hayatı değiştirme potansiyeli olan bir sözleşmedir. IndustriALL bu sözleşmenin kağıt üzerinde kalmamasını temin etmek için sendikalarla birlikte çalışacaktır.

IndustriALL da, bu hedef doğrultusunda, diğer küresel sendikal merkezlerle birlikte 190 nolu sözleşme ile 206 nolu tavsiye kararlarının geliştirilmesi için ortak kampanyalar yürütmek üzere çalışmaktaydı.

Bu ortak kampanyanın "ILO'nun 190 sayılı sözleşmesi: İnsan yaşamını değiştirebilir" sloganı altında 25 Kasım’dan birkaç gün önce yapılan IndustriALL Kadın Konferansında başlatılması planlanmıştır.

 

Petrol-İş üyesi kadınlara bir mesajınız var mı?

Kadın üyelerimiz sendikalarını zorlasınlar ki hayata geçirilen bu 190 nolu ILO sözleşmesini kendi haklarını koruyacak güçlü bir belge olarak kullanabilsinler. Unutulmasın ki kadın işçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi en başta gelen sendikal görevdir.

Petrol-İş üyesi kadınlar kendi sendikaları ile gurur duymalılar. Petrol-İş çok eskiden beri kadın haklarının geliştirilmesi ve korunması alanlarında en önlerde yer alan sendikalardan biridir. Düzenli olarak çıkan bir kadın dergisine sahip olmak, sadece Türkiye için değil, dünyadaki sendikalar açısından da gıpta edilecek bir durumdur. IndustriALL olarak bizlerin hem beklentisi hem de umudu, Petrol-İş’in bu öncü rolünün gereğini yapmaya devam etmesidir.

Ayrıca, lütfen şu mesajımı da kadın üyelerinize iletiniz: Küresel sendikanız IndustriALL, kadınların haklarının korunması için gereken her konuda Petrol-İş sendikası ve üyeleri ile birlikte omuz omuza çalışmaya devam edecektir. El ele verelim ve herkes için çok daha iyi bir geleceği birlikte inşa edelim. Önümüzdeki Kongre için tespit ettiğimiz ortak sloganımızı tekrar ederek mesajıma son vermek istiyorum: "Daha adil bir gelecek için birleşiyoruz!"

 

(Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 62, Şubat 2020)