PETROL-İŞ’Lİ
KADINLAR KONUŞUYOR
Petrol-İş’li kadınlar konuşuyor köşesine hoşgeldiniz... Bu sayıdan başlayarak, dergimizin bundan sonraki her sayısında sizlerin talepleri ve ihtiyaçlarından yola çıkarak birlikte belirlediğimiz konuyla ilgili görüşlerinizi bu sayfalarda yayınlayacağız. Amacımız taleplerinizin daha yüksek sesle dile getirilmesi ve kadınların sendika içerisinde daha görünür hale gelmesi... Bu sayıda konumuz, en çok talep edilen konulardan* "emeklilik, kıdem tazminatı ve yıpranma payı"... Petrol-İş’li kadınlara "emeklilik sizin için ne önem taşıyor?" diye sorduk... İşte cevaplar!
SEVİM ÖRNEK
Şu anki genç nesil emekli olma hayali bile kuramıyor. Emeklilik yaşının yüksek olması insanları karamsarlığa itiyor. Bu da kişinin gelecek hayali kurmalarını olumsuz etkiliyor. Bunun yanında kıdem tazminatı hakkımızın gasp edilmesi isteği ve sürekli bu konunun önümüze gelmesi çalışan işçinin üzerinde ki baskıyı artırıyor. Bu konuda geç kalınmadan her kes üzerine düşeni yapmalıdır.
GÜLCAN AKSU
12 yıldır çalışıyorum... Emeklilik bir
emekçinin, belirli bir yaşa kadar prim ödeyerek yıllarca verdiği
emeğin eski maaşının bir kısmına belli bir zamandan sonra çalışmadan
almaya hak kazanmasının adıdır. Gelişmiş ülkelerde emeklilik hakkı
sadece işçilere, memurlara değil bütün vatandaşlara tanınmıştır.
İşçilerin yıpranma payı çok olduğundan farklı bir emeklilik
sisteminin getirilmesiyle hak ettikleri maaşı alacakları
kanısındayım. Yıpranma payının işçinin işe başladığı süre itibarı
ile verilmesi doğru olandır. Gece mesaisi ücretlerinin dışında ayrı
olarak yıpranma primi veya payı işin durumuna göre verilmelidir.
Kıdem tazminatı iş güvencemizdir. Kıdem tazminatımızın yok edilmesi
işçilerin güvencesiz ve kuralsız, hukuksuz bir şekilde
çalıştırılmasının adıdır. İşverenin rahat bir şekilde çalışanının
işten çıkarılmasının adıdır. Sendikal barajlar, örgütlenme ve grev
hakkı önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Örgütlü işçinin kıdem
tazminatını gasp etmek mümkün olmayacaktır. NECLA TUNÇ
36 yaşındayım, evliyim 3 çocuğum var. 3 yıldır çalışıyorum. Emekliliğin bizim için önemi büyük. İlk zamanlar hayal kurardım. Emekli olacağım, çocuklarıma ayıramadığım zamanı ayıracağım, onlarla doya doya vakit geçireceğim. Ama bu hayallerim emeklilik yaşının artmasıyla yerle bir oldu. Şimdi gerçekleri görelim. Ben emekli olana kadar ki görürsem o günleri, evlatlarım kocaman bir birey olup, evlenirler ya da çalışmak zorunda kalırlar. Aynı evde yaşamamıza rağmen evlatlarıma hasret bir anne ve çocuklar olur işte. Beraberce aynı işe emek vermiş işçileriz. Bütün işçiler gibi gecesini gündüzünü katıp beş paraya çalışmaktayız. Yaşamak için geleceğimiz için. Özellikle kadın işçiler işyerlerinde olsun evde olsun durmadan çalışmaktayız. Doğum, çocuğun gelişimi aşırı şekilde kadın işçiyi yıpratarak psikolojisini bozuyor. Ayrıcalıksız her işçi kadına yıpranma payı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kadının onuru, gururudur kıdem tazminatı. Kıdem tazminatını elimizden almaya çalışıyorlar. Bizi istediğinde işten çıkarmak ve konuyu sürekli gündemde tutarak işçileri bu konuya alıştırmak istiyorlar. Ve "her işçi kıdem tazminatı alacak" diyor. Peki olması gereken bu değil mi? Devlet neden bu konuda patronları sıkıştırmıyor? Patronlar üzerinde yaptırım yapmıyor? Neden bir fona devrediyor? Biz işçilerin bilmesi gereken bu yapılmak istenen bizim çıkarımıza olmadığıdır.
EBRU ER Petkim, Aliağa
45 yaşındayım, 25 yıllık çalışanım. Boşandım, 21 ve 12 yaşında iki çocuğum var. Odyolog olarak çalışıyorum. Emeklilik, yıpranma payı ve kıdem tazminatı özellikle Türkiye gibi çalışma şartlarının ağır olduğu bir ülkede tüm çalışan ve emekçi kesim için son derece önemli ve vazgeçilmezdir. Uzun yıllar zor şartlar altında çoğu zaman güvencesiz çalışmak zorunda kalanların tek umudu emeklilik hakkına kavuşabilmektir. Çalışma hayatı sonunda alınan kıdem tazminatı ise gelecek planlaması için önemlidir. Emeklilik yaşı makul seviyelere getirilmelidir. Biz eski çalışanlar çok etkilenmesek de yeni nesil genç çalışanlar 65’li yaşlarda bu hakka sahip olabilecek. Ülkemizdeki ortalama yaşam süresi düşünüldüğünde emeklilik bir hayal olacaktır. Ayrıca hükümetin kıdem tazminatını azaltmak, fona devretmek vb. kabul edilemez politikaları işçi ve emekçileri daha da zora sokmaktadir. İşveren yanlısı işçiyi koruyormus gibi görünen ama özünde çalışanları ezen bu uygulamaların kanunlaşmaması için hep birlikte hareket edip buna engel olmalıyız.
İREM SEVİNÇ Eti-Maden, Bandırma
21 yaşındayım. 1.5 yıldır çalışıyorum. Bekarım Emeklilik, benim için bugünkü çalışmanın ileride karşılığını almak anlamına geliyor. Emeklilik yaşının çok geç olması kadınları olumsuz yönte etkiliyor. Bu yüzden kadınlara yıpranma payı verilmelidir. Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmalıdır. Bir kadınn evinde de yapması gereken şeyler ve ailesi ile zaman geçirmesi için zamanı olmalıdır. Kadınlara doğumda verilen izinlerin uzatılması gerekir.
NESRİN ATEŞ Plascam, Gebze
Evliyim, 2 çocuğum var. 9 yıldır çalışıyorum. H er işçi gibi benim de emekli olmak gibi bir düşüncem yok. Çünkü bu isteği ve hevesi öldürdüler. Emeklilik yaşını 58-60’a yükselttiler. Türkiye gibi bir ülkede ortalama insan yaşamını düşünürsek emekli olma şansımız yok. Mezarda emekli olmak istemiyorum. Hayat şartları gereği kadın olarak çalışıyor, aileme katkıda bulunuyorum. Aldığımız ücretler tatmin edici değil. Aileden bir kişinin çalışmasıyla bu çark dönmüyor. Karı-koca çalışarak ancak karnımızı doyurarak yetinmeye çalışıyoruz. Sağ olsun devlet büyüklerimiz işçilerin "sağlığında" emekli olup insanca yaşamasını istemiyorlar. Emeğimizden başka bir şeyimiz yok. Emeğimizin karşılığında hak ettiğimiz ücret ve haklarımızı almamız gerekiyor. Kıdem tazminatı bunlardan biri. Ama şimdilerde bu konu sıkça gündeme geliyor. Çok güzel bir şey gibi anlatılıyor, kıdem tazminatının fona devredilmesi. Her işçinin kıdem tazminatını alması gerekiyor ve devletin gözetimi altında. Eğer alınamıyorsa bence sorgulanmalı! Kıdem tazminatı işçinin hakkı alınteri, ve geleceğidir. Peygamber efendimizin dediği gibi; işçinin alınteri kurumadan hakkını verin. Dünyanın yükünü biz kadın işçiler omuzlarımızda taşıyoruz. Daha iyi bir yaşam ve gelecek için çocuklarımız için sesimizi çıkarmalıyız.
YURDAGÜL KARATAŞ
Montaj operatörü olarak çalışıyorum.
Emeklilik benim için emeğimin karşılığını oğlumun geleceğine olan
yatırımımın başlangıcını ifade ediyor. Ben ve benim gibi olan birçok
annenin emeli ve amacı en büyük gayesi, düşüncesi bu yöndedir.
Emekli olup evlatlarımıza ve ailemize daha iyi bir gelecek
hazırlamaya yardımcı olabilmektir. Öyle anlar oluyor ki, ailemizden
evlatlarımızdan daha çok işyerinde zaman geçiriyoruz. Oğlumun
gözyaşları içerisinde "anne gitme, seni çok özlüyorum" deyip
arkamdan gözyaşı döktüğü anlar oluyor. Bunu içimde sindirmeye
çalışarak onun geleceği için emekli olmak için çaba sarf ediyorum.
İşte bu yüzden emekliliği bizim için hayal olarak düşünmek yerine
hükümetimizden, tüm toplumumuz için emeklilik yaşının düşürülmesini
ve emeklilik şartlarının iyileştirilmesini talep ediyorum. Umarım
bir gün sesimize kulak verilir. Emeklilik bizim için hayal olmaktan
çıkar. MÜZEYYEN
MORALI
38 yaşındayım, 6 yıldır çalışıyorum. Kimya laboratuvarındayım. Evliyim 13 yaşında bir kızım var. Kişinin yaşam kalitesini arttırması ve işgücünü en verimli şekilde kullanarak hayatını devam ettirmesi sonucunda hakkını tam anlamıyla alarak iş hayatını sonlandırmasıdır emeklilik. Her meslek kolunun kendi koşullarına göre zorlu çalışmaları var. Buna bir de kadın olmak eklendiğinde zorluk bir o kadar artıyor ve yıpranma, psikolojik olarak daha da artıyor. Kıdem tazminatı geleceğim için güvencedir, bir nevi yatırım. Fona aktarılarak birikim olacağını, fakat bu birikimin üzerinden birçok vergi adı altında kesinti yapılarak bana ait olanın yine elimden alınacağını düşünüyorum. Kadınlar iş hayatında çoklu program uygulayandır. Sekiz saatlik çalışmanın ardından sona ulaşan değildir. Evinin ve çocuklarının sorumluluğu ve bakımı da var. Maalesef bu durum her zaman gözardı edilmiştir. Kadına gereken önem ve değer verilmiyor. Sözde kalan değerler geçicidir, unutulur. Petrol-İş üyesi bir kadın olarak haklarımın güvence altına alınmasını talep ediyorum.
ASU FÜSUN YOLSAL
Eti-Maden, Bandırma
38 yaşındayım. 6 yıldır Eti-Maden İşletmeleri’nde çalışıyorum. Hesap kayıt işletim elemanıyım. Evliyim, 14 yaşında bir çocuğum var. Geleceğim için garantim hepsi de.... Ayrıca bugünkü emeğimin ilerideki göstergesi ve karşılığı. Emeklilik yaşı çok geç kadınlara yıpranma payı verilmeli. Haftasonu çalışma olmamalı, bizim de anne ve ev kadını olduğumuz gözardı edilmemeli. Memur ve işçi ayrımı yapılmamalı, analık özlük hakları memura verildiği gibi işçiye de verilmeli; doğum izni uzatılmalıdır. Kıdem tazminatı değiştirilmemeli ve bu hak gasp edilmemelidir.
MÜESSER ÇİFTÇİ
36 yaşındayım. 6 yıldır laboratuvarda çalışıyorum. Bekârım. Kıdem tazminatı çalışma hayatımız boyunca yaptığımız çalışmaların yıpranma payıdır. Bence kadınlar için çok önemlidir. Çünkü ülkemizde kadınlar maalesef her zaman ev ve işte mağdur oldukları için maddi olarak güçlü olmaları kadınların sosyal hayatta daha aktif olmalarını sağlar. Kadınlar evde de aktif olarak çalıştıkları için çalışma hayatında daha fazla sosyal haklara salip olmalı ve daha fazla yıpranma payı alıp daha erken emekli olmalıdır. Çocukların yıpranma payında etkili olmasını istiyorum.
BETÜL ÇAKICI Eti-Maden İşletmeleri, Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları İşletme Müdürlüğü’nde çalışıyorum. 29 yaşındayım, 6 yıldır çalışıyorum. Numune Alma Hazırlama Lbt.’dayım. Bekarım. Benim için emeklilik, kıdem tazminatı ve yıpranma payı ayrı ayrı önem taşıyor. Her üçü de birbiriyle bağlantılıdır. Yılların geçmesiyle birlikte insanlar iş hayatında yıpranmaya maruz kalır. Bunun neticesinde emekli olduktan sonra hak ettiği ve ömrünün sonuna kadar geçimini sağlayabileceği maaş alması ve hak ettiği tazminatı alması anlamını içerir. Benim talebim, bu konuyla ilgili hiçbir sorun çıkmaması. Çalışanların hak ettiği maaşı ve tazminatı alması.
|
PETROL-İŞ SENDİKASI KADIN DERGİSİ Facebook Sayfamız TASARIM VE GÜNCELLEME: SELGİN ZIRHLI KAPLAN