• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

26. Dönem 5. Olağan Başkanlar Kurulu toplantısı yapıldı

Petrol-İş 26. Dönem 5. Genişletilmiş Olağan Başkanlar Kurulu toplantısı 16 Haziran 2009 tarihinde Van’da yapıldı.

17.06.2009
Petrol-İş Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 16 HAZİRAN 2009 tarihinde VAN’da toplanarak yurt ve dünya gündemi ile örgütsel sorunları değerlendirdi. Yapılan toplantıların ardından çeşitli kararlar alındı. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, yapılan toplantıda kararlaştırılan hedeflerini ve amaçlarını aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur.
 
Tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz, bizim ülkemizi de derinden sarsıyor. Krizin yakın dönemde sona ereceğine dair henüz bir emare yok. İşsizlik rakamlarında da istihdamın artışı anlamına gelebilecek hiçbir düzelme yok. On yıllardır kamuculuğu, kamu işletmelerini suçlayıp özelleştirmeleri savunanlar şimdi de zararlarının Hükümet, yani kamu, tarafından üstlenilmesini istiyorlar. 2002 yılından beri tek başına iktidarda bulunan, bu yüzden de bu krizden yakınma hakkı bulunmayan AKP Hükümetinin açıkladığı teşvik paketlerinde ise krizden asıl zarar gören emekçilerin ihmal edildiğini görüyoruz. Ayrıca, işsizlikle mücadele iddiası ile gündeme getirilen İstihdam Paketinin esnek, güvencesiz ve düşük ücretli istihdamı meşrulaştırmaktan başka işlevi olmayacağı bilinmelidir. Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, Hükümetten sermaye kesimine daha fazla kaynak aktarmasını değil, doğrudan işsizlik ve ekonomik yıkımla mücadele etmesini ve işsizler ile toplumun en yoksul kesimlerine dönük politikalar üretmesini talep etmektedir.
 
İşveren örgütleri, tüm teşviklerden yararlandıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de gözlerini kıdem tazminatları ile işsizlik sigortası fonuna dikmiş vaziyetteler. Hükümeti her iki konu için de uyarıyoruz: İşsizlik sigortası fonu işsiz kalan işçilerindir. Fonun yönetimi sendikalara devredilmeli ve sigortadan yararlanma kapsamı genişletilmelidir. Kıdem tazminatında ise, işçilerin ihtiyacı kıdem tazminatının kaldırılması veya ne olduğu belirsiz bir fona devredilmesi değil, aksine belirlenen tavanın tabana dönüştürülmesi ve tazminat tavan sınırının kaldırılmasıdır. Kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya dönük her çabanın, sendikalar için genel grev sebebi olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
 
Bu bağlamda, 1983 yılında yürürlüğe giren 2821 ve 2822 sayılı yasaların sendikal özgürlükler, örgütlenme hakkı ve toplu iş sözleşmeleri konularında önemli sınırlamalar getirdiğini bilmekteyiz. Türk-İş tarafından bir akademisyen grubuna hazırlatılan Toplu İş İlişkileri Kanunu taslağı ise, bir yandan kimi alanlarda mevcut duruma göre ilerleme önerirken, diğer yandan aşina olduğumuz kısıtlamaları aynen koruduğu için eleştirilmeli ve sözkonusu taslak özgürlükçü bir anlayışla yenilenmelidir. Türk-İş bu konuda mevcudu korumayı hedeflememeli, yeni yasanın ardından örgütsüz işçileri bünyesine katmak üzere öncülük etmelidir.
 
İşsizlik dayanılmaz boyutlara çıkarken, sendikalarda örgütlü işçilerin sayısı yok olmaya doğru giderken, sermayenin çok yönlü saldırıları her gün daha da artarken, toplumun her tarafından bu kadar yoksulluk akarken, Türk-İş’in yapması gereken işverenlerle el ele girmek olamaz. Türk-İş, insanlarımızla alay edercesine “pazara çıkalım, alışveriş yapalım” diyemez. Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz Türk-İş’ten derhal kendi iç birliğini sağlamasını ve üyelerinin hayati çıkarları adına mücadele yürütmesini talep etmektedir. Türk-İş mevcut yönetim yapısıyla bu yönde bir mücadele yürütemeyecek ise, derhal birbiriyle uyumlu, aktif, eylemlere ve değişime öncülük edecek bir yönetim oluşturabilmek için kurullarını harekete geçirmelidir.
 
Çok uzun yıllardır ülkemizin kanayan yarası Kürt sorununda çözümün yine ülkemizin içinde ve halklar arası dostlukta yattığını biliyoruz. Devletin en yetkili ağızları tarafından dile getirilen ve “Kürt açılımı” olarak adlandırılan süreç demokratik bir zeminde tartışmaya açılmalı ve sorunun çözümü silahsız, barışçıl, toplumsal uzlaşı temelinde halledilmelidir. Bu konuda, halkın oylarıyla oluşmuş Meclis insiyatif almalı ve bölgenin Meclis’teki meşru, yasal temsilcileriyle de diyalog içinde sorunun daha hızla çözüme kavuşması hedeflenmelidir. Bu toprakların sorununun çözümü yine bu topraklardadır. Bu ülkenin yurttaşları arasındaki sorun bu ülke yurttaşları tarafından çözülür. Kürt sorununda çözüm, emperyalizmi dışlayan, ülke bütünlüğünden taviz vermeyen, demokrasiyi, barışı, özgürlükleri ve toplumsal uzlaşıyı hedefleyen politikalardan geçmektedir.
 
AKP Hükümeti emek düşmanı yüzünü bir kez daha göstermiş ve 250 bin kamu işçisini kapsayan sözleşme sürecini bilerek sürüncemede bırakmıştır. Aylar önce imzalanabilecek sözleşmede hâlâ en küçük bir ilerleme olmamıştır. Hükümetin önerdiği gülünç teklifler ise yüzbinlerce işçiyi umursamadığının en büyük kanıtıdır. Türk-İş, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu’nun belirlediği ilke ve talepler doğrultusunda bu sözleşme sürecini, nedeni olmadığı krizin bedelini ödememek, kazanılmış haklarımızı korumak, ücretlerimizi reel olarak arttırmak, işyerlerinde yıllardır çözülemeyen sorunları çözmek ve ücret dengesizliklerini gidermek için mücadele platformuna dönüştürmeli, sadece diplomasiyi değil aynı zamanda mücadeleyi de merkeze koyan, grev hakkı olan ya da olmayan ayrımı yapılmadan bir mücadele takvimi oluşturulmalı ve sözleşmelerin bir an önce imzalanması için iktidarı alanlarda uyarmalıdır.
 
Sendikamız Düzce’yi pilot bölge olarak seçmiş ve bir örgütlenme kampanyası başlatmıştır. Bu kampanyanın kapsamı sadece örgütsüz işyerleriyle sınırlı olmayacaktır. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde taşeron veya müteahhit eliyle çalıştıran işçiler de hedeflenecektir. Bu uygulamamız Düzce’nin hemen ardından Türkiye’nin farklı bölgelerinde de hayata geçirilecektir.
 
Türkiye işçi sınıfımız yukarıda sayılan tüm sorunlarımızı çözecek kudrettedir. Nasıl ki 15-16 Haziran 1970 yılında, Petrol-İş üyelerinin de katıldığı direnişle işçilerin birliğini, dayanışmasını, mücadele azmini dosta düşmana gösterdiyse; nasıl ki sendikamız üyelerinin en önde yer aldığı 1989 Bahar Eylemleriyle yeniden eski gücüne kavuştuysa, işçi ve emekçi sınıflarımız kapitalistlerin kuralsız, güvencesiz ve ucuz işgücüyle dolu karanlık bir ülke yaratma niyetlerini de aynı kararlılıkla ortadan kaldıracaktır.
 
Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak, ATV-Sabah grevcilerine, E-Kart direnişçilerine, iktidarın emek örgütlerine dönük saldırılarının son örneği olarak KESK’e desteğimizi iletiyoruz.
 
Sömürülen ve ezilen yoksulların örgütü Petrol-İş Sendikasının Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, işçisiyle işsiziyle, emeklisiyle, kadın erkek tüm emekçilerle birlikte sermayeye karşı ortak mücadele yollarının bulunması için elinden gelen her şeyi yapacağını bir kez daha beyan eder.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
 
Genişletilmiş Başkanlar Kurulu adına
Genel Başkan
Mustafa ÖZTAŞKIN