• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

PETKİM özelleştirmesi | Mustafa Aysan-Radikal

Türkiye Petrolleri A.O. tarafından 1963'te kurulan, 1987'de özelleştirme kapsamına alınan, ülkemizin tek petrokimya ürünleri üreticisi PETKİM (Petrokimya A.Ş.), 5 Temmuz günü yapılan açık artırmada, sermayesinin yüzde 51'i satılarak özelleştirildi. İstanbul Borsası (İMKB), Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), T.C. Maliye Bakanlığı ve hükümet bayram ediyor. 

MUSTAFA AYSAN
11.07.2007

Türkiye Petrolleri A.O. tarafından 1963'te kurulan, 1987'de özelleştirme kapsamına alınan, ülkemizin tek petrokimya ürünleri üreticisi PETKİM (Petrokimya A.Ş.), 5 Temmuz günü yapılan açık artırmada, sermayesinin yüzde 51'i satılarak özelleştirildi. İstanbul Borsası (İMKB), Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), T.C. Maliye Bakanlığı ve hükümet bayram ediyor. Rus ve Kazak şirketlerinden oluştuğu açıklanan alıcıyı, henüz tanımıyoruz. Alıcıların yüzde 51'ini, 2 milyar 50 milyon ABD Doları ödeyerek devir almaya söz verdikleri bu şirketimiz, ülkemizin başarılı üretim tekellerinden biridir. Uluslararası pazarlardaki rakiplerinin sayısı da fazla değildir. PETKİM'in, blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi yanlış olmuştur.

Uzun bir süredir özelleştirme listesinde bulunan bu değerli şirketimiz, çalışanları ve yöneticileriyle, 20 yıl boyunca, sahibinin değişeceğini bekleme şansızlığı içinde yaşamış, siyasetçiler elinde çok hırpalanmış olduğu halde, başarılı olabilmiştir. PETKİM'in, 1990'da sermayesinin yüzde 8'i halka açılmış, 2001'de Yarımca'daki kuruluşları Türkiye Petrolleri A.Ş.'ye (TÜPRAŞ'a) satılmış, 2003'te sermayesinin yüzde 88.86'sı, 605 milyon dolara, Uzan ailesine satıldığı halde, ihale bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle satış iptal edilmiştir. 26 Ağustos 2003'te açılan ikinci blok satış ihalesi de, fazla istekli çıkmadığı için iptal edilmiş. 2004'te ikinci bir halka arz ile sermayesinin yüzde 34.5'i halka satılmıştır. 5 Temmuz 2007'deki son ihaleden önceki sermaye dağılımı şöyleydi: ÖİB yüzde 54.32; T.C. Emekli Sandığı yüzde 7, halka açık yüzde 38.68. Bir yıl kadar süreceği tahmin edilen satış işlemleri tamamlandıktan sonra, hisse dağılımı şöyle değişecektir: Rus-Kazak Ortaklığı yüzde 51, ÖİB yüzde 10.32, halka açık yüzde 38.68.

Yürürlükteki ticaret ve sermaye piyasası kanunlarımız, egemen ortağa (sermayenin yüzde 51'ine sahip yeni ortaklığa), tam yönetim hakları sağladığı ve geride kalan yüzde 49 oranındaki azınlık ortaklarını yönetime karıştırmama ve yönetime tam egemen olma hakkı tanıdığı için, aslında bu ihalede satılan şirket yönetiminin tümüdür. Kanunlarımızın bu özelliğini bilmeyen ve ülkemizdeki şirket yönetimlerinde kurumsallaşma derecesinin düşük olduğunu hesaba katmamış olan bazı yorumcuların, "PETKİM'in yarısı 2 milyar dolara satıldı, tamamı 4 milyar dolar eder" biçimindeki sözleri, bu nedenle tam doğru değildir. İhaleyi kazanan grup, 2003'teki blok satış bedelinin altı katı, şirket sermayesinin 2004'teki ikinci halka arzı sırasında hisse başına ödenen bedelin de 5.2 katı ve ihale günündeki borsa fiyatının da üç kat üzerindeki bir fiyatı, bu şirketimize, yönetim egemenliğiyle birlikte tekel olanakları sağladığı ve devir aldıkları, bilançolara yansımamış şirket varlıklarına büyük değer verdikleri için ödemişlerdir.

Bu nedenlerle, yapılan ihale sonuçları yüzünden fazla sevinme olanağı yoktur. Ödenen bu bedel, tartışılmaya başlanmıştır, daha çok tartışılacaktır. Büyük olasılıkla, şirkete ödenen bedel nedeniyle bu satış, dava konusu olmuştur ve olacaktır. Çok başarılı iki halka açılma yapmış, üretimde de oldukça başarılı olarak, bilançoda görünmeyen birçok artı değer (para ile ölçülemediği için bilançoda görünmeyen 'entelektüel' ve teknolojik sermaye) yaratmış bu şirketimizin, petrokimya ürünleri üretimi konusunda deneyimini bilmediğimiz bir gruba satılması iyi olmamıştır. Halka açık şirkete birkaç uzmanın değerleme bilgisine dayanarak tarafsız ve tartışmasız bir değer biçilmesi olanağı yoktur. Böyle bir değer, ancak çok sayıda yatırımcının ve halkın değerlemeleriyle ortaya çıkabilir. Bu örnekte, yarı yolda halka açılma yolundan dönülmesi, ileride başımıza büyük değerleme sorunları çıkaracaktır.

Bir daha yinelemekte yarar vardır: Halka açılma yolu ile devlet işletmesini özelleştirmek ve onu, siyasetçilerin etki alanı dışına çıkararak, çok sayıda ortaklarının ve öteki çıkar gruplarının tümünün egemenliğindeki yöneticilerin yönetiminde, ekonomi ve halk hizmetinde çalıştırmanın yolu, yöntemi vardır. Günümüzde, bir işletmeyi, kurumsal yönetime kavuşturmak, tek sahip yönetiminde onu uygun ekonomi hedeflerine yönlendirmeye çalışmaktan çok daha kolaydır ve dünyada bunun başarılı örnekleri vardır.

Kaynak: RADİKAL GAZETESİ