• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Salgın Döneminde İşverenden Önce İşçi Korunmalı, İşçinin İş ve Gelir Güvencesi Sağlanmalıdır

Merkez Yönetim Kurulumuz 15 Nisan tarihinde TBMM'de kabul edilen "Yeni Koronavirüs(Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile ilgili basın açıklaması yayınladı.

16.04.2020

Geçtiğimiz hafta kamuoyuna yansıyan taslak sonrasında yoğun tartışmalara sebep olan ve hükümet tarafından işten çıkarmaların yasaklanacağı belirtilerek sunulan düzenleme TBMM’de kabul edilmiştir.

Kabul edilen, Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, işten çıkarmalar, toplu sözleşme süreçleri ve ücretsiz izin gibi konularda önemli düzenlemeler içermektedir.

Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren böylesine önemli bir tasarının TBMM’de ilgili komisyondaki çalışmaları ve genel kuruldaki görüşmelerinin tek günde hızla çıkarılması dikkat çekmiştir. Üstelik söz konusu düzenlemenin, konunun doğrudan muhatabı olan konfederasyonlar ve sendikalar ile paylaşılmaması büyük bir eksikliktir. Bu yaklaşım, salgın günlerinde büyük bir seferberlik ilan ettiğimiz bu dönemin ruhuna ve ihtiyaçlarına aykırıdır.

TBMM’de kabul edilen kanun, büyük riskler altında çalışmaya devam eden emekçileri ekonomik açıdan koruyan ve gelirlerini güvence altına alan bir içeriğe sahip olması gerekirken, temel sendikal haklarımızı erteleyen, işverenleri ücretsiz izin uygulamasına teşvik eden ve ücretsiz izne çıkarılan işçileri ayda 1.177 TL gibi yetersiz bir gelire mahkûm eden bir düzenlemedir.

İşten çıkarmalar yasaklanmıyor

Kanunda öne çıkan düzenleme, işten çıkarmaların 3 ay yasaklanmasına ilişkin değişikliktir. Ne var ki, bu düzenleme ile işten çıkarmalar yasaklanmamakta, istisna getirilmekte ve İş Kanunu 25/2’ye göre işten çıkarmalara imkan verilmektedir. İşverenlerin halihazırda bu maddeyi kullanarak gerçeği yansıtmayan gerekçelerle işçilerin iş akdini feshettikleri bilinmektedir. Şimdi işverenler bu maddeye daha fazla başvurarak işçi çıkartabileceklerdir.

Ayrıca, yasaya aykırı biçimde diğer maddelere göre işten çıkarma yapan işverenlerin, işçi başına ödeyeceği ceza ise brüt asgari ücret düzeyindedir. İşverenlerin bu göstermelik cezayı göze alarak işten çıkarma yapmalarının önü de açıktır.

Ücretsiz izin teşvik ediliyor

Mevzuatta işçinin rızası olmadan ücretsiz izin uygulamasına başvurulamamaktadır. Ancak yeni düzenleme ile işverenlere tek taraflı ve keyfi olarak işçiyi ücretsiz izne çıkarma hakkı verilmektedir. Üstelik düzenlemede, ücretsiz izin durumunun işçiye fesih hakkı doğurmasının önüne de geçilmiştir. Ücretsiz izin uygulaması, işverenler açısından cazip kılınmakta ve salgın süresince işverenlerin kısmen ya da tamamen işçileri ücretsiz izne çıkarması adeta teşvik edilmektedir.  Üstelik yeni düzenleme ile kısa çalışma ödeneği yerine ücretsiz izne başvurulması nedeniyle, işçinin gelirinde önemli bir düşüş gerçekleşecektir.

İşçiye “günlük 39,24 TL ile geçin” deniyor

Kanunda, işverenin ücretsiz izne çıkardığı işçilere, kıdem ve prim şartı nedeniyle kısa çalışma ödeneğine hak kazanamayan işçilere ve 15 Mart 2020 tarihinden sonra işten çıkarılmış kıdem ve prim şartı nedeniyle İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanamayan işçilere 3 ayla sınırlı olmak üzere günlük 39,24 TL ödeneceği düzenlenmiştir. Aylık 1.177 TL’ye denk gelen bu ödenek, bir işçinin salgın boyunca kendisinin ve ailesinin hayatını idame ettirmesine yetmeyecektir. Bu meblağ, asgari ücretin yaklaşık yarısı ve Kısa Çalışma Ödeneğine başvuran işyerlerinde işçinin alabileceği aylık taban ücretin %67’si seviyesindedir. İşverenlerin teşvik edildiği ücretsiz izin uygulaması ile işçilerin geliri önemli ölçüde düşecektir.

Toplu sözleşme hakkı işverenlerin inisiyatifine bırakılıyor

Tasarının TBMM’ye sunulan ilk halinde, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamında grev ve lokavta ilişkin süreçler dahil toplu sözleşme süreçleri 3 aylığına durdurulmaktaydı. Cumhurbaşkanına bu süreyi 3 ay daha uzatma yetkisi verilmekteydi. Tasarının ilgili Meclis Komisyonunda yapılan görüşmelerinde, bu düzenleme değiştirilerek toplu sözleşme süreçlerinin durdurulması yerine 3 ay ertelenmesine karar verilmiştir ve TBMM Genel Kurulu’nda madde bu haliyle kabul edilmiştir. Böylece toplu sözleşme hakkının kullanılmasına ilişkin getirilmek istenen yasak, ertelemeye dönüştürülmüştür. Sendikalar ve işverenler, isterlerse toplu sözleşme imzalayabileceklerdir.

Ancak düzenleme ile birlikte, sadece alınmış olan grev kararları uygulanabilecek, uyuşmazlık halinde sözleşme süreci 3 aylığına ertelenmiş olacaktır. Bu şartlarda sözleşme hakkının kullanılabilmesi işverenlerin inisiyatifine bırakılmıştır. İşveren isterse sözleşme imzalanabilecek, istemezse bu hakkın kullanımı fiilen 3 ay ertelenecektir. Ayrıca, sendikalar yetki tespiti isteyebilecek ancak yetki tespitine Bakanlıktan yanıt 3 ay sonra verilecektir, yani sendikal örgütlenme de 3 ay ertelenmiş olmaktadır.

Görüldüğü gibi, salgın döneminde işçiden çok işvereni kollayan bu Kanun, işçinin işinin ve gelirinin korunduğu bir düzenleme olmaktan uzaktır.

İşçilerin hayatı, işi ve geliri ile ilgili kararlar, işverenlerin iki dudağı arasındadır. Bu yasa değişikliği ile işten çıkarma yasaklanmadığı gibi işverenlere işçileri tek taraflı ücretsiz izne çıkarma gibi bir koz da verilmiştir. Her ne kadar, Kısa Çalışma Ödeneği’ne başvurular kolaylaştırılmış ve ödenekten yararlanmak için beyan yeterli sayılmışsa da, işverenlere ücretsiz izin gibi uygulamalar yerine bu ödeneğe başvurma konusunda bir bağlayıcı hüküm getirilmemiştir.

Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren bu düzenlemenin alelacele, bir baskın kanun niteliğiyle çıkarılması, konfederasyonların görüşlerinin alınmaması önemli bir eksikliktir. Bu kanun işçiyi değil işvereni kollamaktadır, salgında işçileri virüs riskinin yanında gelirlerinin düşmesi ve asgari ücretin yarısına geçinme riski ile de karşı karşıya bırakmaktadır. Bu kanunda, işçileri çalışma hayatında daha güçsüz bir konuma itecek, güvencelerini ortadan kaldıracak maddelerin yasalaşması kabul edilemez.

Salgın döneminde öncelikle emekçiler korunmalı, işçilerin iş ve gelir güvencesi tam anlamıyla sağlanmalıdır.

Saygılarımızla,

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu Adına
Süleyman Akyüz
Genel Başkan