• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Temsilciler Kurulu sonuç bildirgesi

Şube temsilciler kurulumuzu küresel ekonomik krizin bir yılını doldurduğu günlerde yapmaktayız. Bir yılını dolduran kriz ülkemizde ve dünyada çok büyük bir toplumsal yıkıma neden olmuş, tüm dünyada 60 milyon kişi işinden olmuş, 1 milyardan fazla işçi ise yoksulluk sınırı altında çalışma ve yaşama koşullarına zorunlu bırakılmıştır.

06.11.2009

Basına ve kamuyouna....
Şube temsilciler kurulumuzu küresel ekonomik krizin bir yılını doldurduğu günlerde yapmaktayız. Bir yılını dolduran kriz ülkemizde ve dünyada çok büyük bir toplumsal yıkıma neden olmuş, tüm dünyada 60 milyon kişi işinden olmuş, 1 milyardan fazla işçi ise yoksulluk sınırı altında çalışma ve yaşama koşullarına zorunlu bırakılmıştır.

Krizin sonuçlarının değerlendirildiği IMF ve Dünya Bankası'nın İstanbul toplantılarında en yetkili ağızlardan yaşanan ekonomik krizin Dünyada çok büyük toplumsal felaketlere yol açacağı açıkca itiraf edilmiştir.

Önümüzdeki dönemde 60 milyon insanın daha işsiz kalacağı, Afrika'da 30 ila 50 bin bebeğin yaşamanı yitireceği, yoksulluğun derinleşeceği bölgesel savaş ve çalışmaların artacağı bildirilmiştir.

Petrol-İş Sendikası olarak bizler daha 2008'in başlarında teşhis ettiğimiz ekonomik krizin sonuçlarının özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkeler açısından ağır olacağını öngördük. Krize tedbir alınması gerektiği yönündeki açıklamalarımızın doğruluğu bir kez daha göstermiştir ki emek örgütlerinin tesbit ve teşhislerine itibar edilmelidir.

Yine IMF - Dünya Bankası'nın İstanbul toplantılarında bu kurumların gelişmekte olan ülkelere dayatmış olduğu ekonomik reçetelerin, ülkelerin kurtuluşu yerine onları batağa sürüklediği, borç-faiz sarmalında sürekli döndürdüğü yine yetkili ağızlardan itiraf edilmiştir.

IMF-Dünya Bankası İstanbul toplantıları ile itibarı tekrar kazandırılmış toplantının sonuç deklarasyonunda ise işlevi genişletilerek yıllardır dünya emekçilerinin birikimlerini yok eden toplumsal yıkım politikalarının taşıyıcı olan IMF parlatılan yeni imajı ile dünyaya yeniden pazarlanmıştır.

Ülkemizde ise krizin etkileri sürmekte olup krizin başladığı tarihten bugüne bir yıl içerisinde 1 milyon içi işini kaybetmiş bir çok işyerinde daha düşük ücret politikaları dayatılmış bir çok işyerinde ise kısa çalışma yaptırılarak işçilerin ekonomik olarak daha az ücretle çalışmaları sağlanmıştır.

Hükümetin krize tedbir olarak açmış olduğu 5 ekonomik paketten ise çalışanlar ve emekliler lehine hiçbir sonuç ortaya çıkmamıştır. Gerek sanayi verileri, gerekse kapasite kullanım oranlarındaki gerileme krizin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde daha fazla etkilerinin devam edeceği, toparlanmanın gecikeceği yönünde olacağı açkıca görülmektedir.

Türkiye sanayisi, üretimden kapasite kullanımına, yatırımdan ihracata kadar krizle birlikte büyük bir daralma sürecine girmiştir.

Hükümet krizin yakıcı etkilerini kabul etmekle beraber, bir taraftan 2010-2012 döneminde esnek çalışma maddelerini yaygınlaştırmaya çalışmakta, özelleştirme politikalarına (Tedaş elektrik dağıtım, şeker fabrikaları gibi ) hız vermekte, yerel yönetimlerin hizmetlerini piyasaya açmakta, başta sağlık ve sosyal harcamalarda kısıtlamaya gitmek için çalışmalar yapmaktadır.

Halkımızın çalışma ve yaşama koşulları zorlaşırken sermayenin çıkarlarını güvence altına almak için artarda yasaları ve uygulamaları devreye koyan Hükümet, diğer taraftan da tam bu olup bitenlerin anlaşılmaması için sürekli gündem değiştirmekte, gerçek gündemler yerine suni gündemler oluşturmak için çaba sarf etmektedir.

Petrol-İş Sendikası olarak krizin başlangıcından bugüne krizden çıkmak için hazırlanması gereken ekonomik programları kamuoyuna sunuyoruz. Bu programlarda halkın alım gücünü yükseltecek, işsizliği azaltacak yapılanmaya gidilmesini ve uzun vadede kalkınmayı hedef alacak düzenlemelerin yapılmasını belirtmekteyiz.

Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulaması birinci yılını doldurmuştur. Daha birinci yılında getirilen yeni sistemin iflas ettiği en yetkili ağızlardan itiraf edilmiştir.

Sağlıkta daha kolay ve nitelikli sağlık hizmetleri sunmayı hedefliyoruz safsatası ile çıkarılan yasa ise vatandaşa değil özel hastanelere, medikal şirketlerine, tıbbi malzeme üreten şirketler ve ilaç şirketlerine yaramıştır.

Hükümet bir yılın sonunda bütçeden ayrılan payın yüksekliğini fark ederek bu defa da kaynakların israfını önleyeceği yere halkın cebine göz dikmiştir.

Hükumetin tüm bu olumsuz karar ve tavırları emekçilere ve onların örgütlerine karşı yaptığı açık saldırılar, son zamanlarda çıkartmaya çalıştığı özel istihdam büroları ile örgütsüz, güvencesiz, ucuz ve esnek çalışmayı hedeflemektedir.

Yine 12 Eylül döneminden kalan 2821-2822 sayılı yasalarda işçiler ve örgütler lehine bir değişiklik yapmak yerine bu yasalardaki değişikliği sendikaların iç işlerine ve işleyişlerine karışmak için yapmak istediği anlaşılmaktadır.

Şubemizin bu yıl içerisindeki çalışmalarını da şu şekilde özetleyebiliriz:
Bu yıl özel sektör sözleşmesi olarak Tüpraş sözleşmesi 01. 01. 2009 da başladı, 21.04.2009 tarihinde bitirildi. Kamu sözleşmelerinden MKEK Barut fabrikası sözleşmesi 01.01.2009 başladı, 05.08.2009 tarihinde bitirildi.

Botaş işyerinde ise sözleşmemiz 01.01.2009 başladı ancak ncak Kamu-İşverenler Sendikası'nın kazanılmış haklarımıza yönelik tavrı nedeniyle bitirilmedi ve sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulunca imzalandı. Sözleşmenin 1. maddesi aleyhimize sonuçlanmıştır. Ancak bu işyerimize yönelik taleplerimiz devam etmekte olup bu taleplerimizi ısrarla takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Petlas işyerimiz krizin etkilerinin yoğun yaşandığı bir işyeri olmuştur. Otomotiv sektöründeki daralma lastik sektörünü de etkilemiştir. Bu işyerinde 1 Nisan 2009 başlayan kısa çalışma uygulamasına 1 Ekim'de son verilmiştir. Bu süre içerisinde müteahhit-taşeron çalışanlarının kadroya alınması çalışmalarımız hız kesmiş olup kısa çalışmanın bittiği tarihten itibaren çalışmalarımız bu konu üzerine yoğunlaşmıştır.

Akın Plastik işyerinde Şubat 2009'da yetki başvurusu yaptık. İşverenin yetkiye itirazı oldu. Kayseri yerel mahkemesinde görülen dava da lehimize sonuçlanmasına rağmen işverenin itirazı ile dosya yargıya gitti. Yargıtay'dan bozma kararı çıktı, dava Kayseri'de yerel mahkemede tekrar görülecek.

Kriz dönemleri işçilerin işini kaybettiği, daha az ücretle güvencesiz çalışma dönemleri olmaktadır. Bu dönemler, sermaye şirketlerinin bir şekilde fırsata dönüştürdüğü, derlenip toparlandığı dönemler olmaktadır.

Bizim yapmamız gereken ise kriz dönemlerini, derlenip toparlandığımız, birleşme ve dayanışmayı güçlendirdiğimiz dönem olarak değerlendirmektir. Bu duygu ve düşüncelerle Temsilciler Kurulumuzun emek mücadelesine katkı sağlamasını dileriz.

Saygılarımızla.

Petrol-İş Sendikası
Kırıkkale Şube Temsilciler Kurulu