• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Türkiye’de her 5 evlilikten biri akraba evliliği

Hacettepe Nüfus Etütleri’nin 5 yılda bir yaptığı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’na göre akraba evliliği oranları İstanbul ve İzmir’de yüzde 17, köylerde ve kırsal kesimlerde ise yüzde 36 olarak görülüyor. Akraba evliliklerinde en büyük tehlike ise kalıtımsal olarak geçen hastalıklar.

Gökçe Rojda Gönençay
30.01.2012

Hacettepe Nüfus Etütleri tarafından yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’nda Türkiye’de akraba evliliklerinin arttığı gözleniyor. Akraba evliliklerinin Türkiye’de geleneksel bir olgu olduğunu belirten araştırmacılar, erkek egemen yaşam biçiminin, sosyo-ekonomik ve psikolojik etkinin de akraba evliliklerinde çok etkili olduğunu söylüyor.

Kırsal bölgelerde ise daha çok mirasın bölünmemesi ve kardeş çocuklarının yaşlılık döneminde anne ve babaya daha iyi bakabilecekleri gibi sebeplerle akraba evliliği tercih ediliyor. Araştırmada akraba evliliklerinde ve doğurganlık seviyelerinin belirlenmesinde eğitim, kentleşme hızı, gelir düzeyi, bölüşüm göstergeleri, işgücüne katılım gibi faktörlerde inceleniyor.

ÖZÜRLÜ ÇOCUK DOĞMA RİSKİ İKİ KAT FAZLA

Geleneksel olgular hayata geçirilirken akraba evliliği yapanları bekleyen en büyük tehlike kalıtımla aktarılan hastalıklar. Çünkü kan bağı olan akrabalar toplum genelinde gözlenen gen yüzdesinin dışında akraba olduklarından ve bunun derecesine göre daha fazla ortak gen taşıdıklarından ötürü özürlü çocuk doğma riski akraba evliliği yapmayanlara göre iki kat fazladır. Akraba evliliği yapmayanlarda özürlü çocuk doğum oranı yüzde 5 iken akraba evliliği yapanlarda bu oran yüzde 9’a kadar çıkıyor.

Akraba evliliklerinden en fazla kız çocuklar zarar görüyor

Akraba evliliklerinin aynı zamanda erken yaşta yapılan evlilikler olduğunu belirten araştırmacılar, bu tip evliliklerin en çok küçük yaştaki kız çocuklarını etkilediğini vurguluyor. Türkiye’de 17 yaşındaki her on kadından biri –yüzde 9 oranına denk geliyor- ya anne oluyor ya da ilk çocuğuna gebe kalıyor. Dolayısıyla genç yaşta yapılmış akraba evliliklerinde anne ve çocuk açısından riskin yüksek olduğunun altını çizen araştırmacılar,

Türkiye’de yüzde 25 oranında gözlenen akraba evlilikleri için, genel sağlık hizmetlerinin bir bileşeni olarak genetik danışmanlık hizmetinin verilmesinin de gerekli olduğunu belirtiyor.

EN YÜKSEK ORAN KÜRT İLLERİNDE

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 1968’den sonra her beş yılda bir yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları’nın verilerine göre akraba evliliği oranlarının en yüksek olduğu bölgeler Kürt bölgesi. Burada akraba evliliği oranları yüzde 45’e kadar çıkıyor. Yani her iki evlilikten biri akraba evliliği demek oluyor. Akdeniz Bölgesi’nde ise bu oran her üç evlilikten biri şeklindedir. Akraba evliliğinin en düşük olduğu bölge ise Marmara Bölgesi.

‘MESELE MANİPULATİF AMAÇLI KULLANILIYOR’

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz sosyolog Onur Açar şunları söyledi:

Akraba evliliği, doğurganlık oranları gibi toplumsal-politik konuların siyasal-toplumsal gerilim ortamlarında toplumsal sağduyunun şekillendirilmesi adına manipulatif amaçlı kullanıldığına sık rastlıyoruz. Mesela bir etno-politik topluluğun diğer etno-politik topluluğu ırkçı bir özcülüğe varan ölçülerde aşağılayabilmesinin aracı olarak kullanılabiliyorlar.

Bu gibi toplumsal olguları sosyo-ekonomik bağlamları içinde tartışmak gerekiyor. Bu bağlamda Hacettepe Nüfus Etütleri Araştırması’nın tespit ettiği sosyo-ekonomik faktörler ve demografik faktörleri dikkate alabiliriz. Ayrıca bu tür bir çerçeve bizi devlet-toplum, devlet-vatandaş ilişkilerinin durumu hakkında da değerlendirmeler yapmaya yönlendirebilir.

Tarihsel olarak kentleşme hızı, eğitim imkanları, gelir-düzeyi, işgücüne katılım durumu hem bölgeler arası eşitlik hem de kadın-erkek ilişkileri açısından daha geri bir konumda olan Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri doğurganlık ve akraba evliliği seviyelerinde yüksek oranlar gösteriyor.

Kentleşmeyle birlikte geleneksel akrabalık ve evlilik kalıplarının dönüşeceğini söyleyebiliriz. Benzer biçimde eğitime ve işgücüne özellikle kadınların katılımının evlilik ilişkilerinde ve doğurganlık konularında geleneksel erkek-egemen kalıpların dönüşmesinde etkili olacaktır.

Kaynak: ANF