• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sermayenin milliyeti varsa Petkim kimin olur? | Hüseyin Sümer-Zaman

Eski alışkanlıklarımızla hayatı yorumlamak neredeyse imkansız hale geldi. Düne kadar aileler, çocuklarını televizyondan uzaklaştırmak için uğraşırken şimdi başka bir tehlike olarak bilgisayar karşılarına çıktı. Şimdi uzaklaştırmanın çözüm olmadığı vurgulanıyor.

HÜSEYİN SÜMER
10.07.2007

Eski alışkanlıklarımızla hayatı yorumlamak neredeyse imkansız hale geldi. Düne kadar aileler, çocuklarını televizyondan uzaklaştırmak için uğraşırken şimdi başka bir tehlike olarak bilgisayar karşılarına çıktı. Şimdi uzaklaştırmanın çözüm olmadığı vurgulanıyor. Çaresizlik, sorunların üzerine şal çekme dönemi eskide kaldı artık. Benzer durumu Türkiye son 4 yıldır yaşıyor. Globalleşme, yeni bir trend olduğu için eski alışkanlıklarımızla tepki veriyoruz. Tabii bu tepkilerin öncesi de var. Rahmetli Turgut Özal, dövizi, sigarayı serbest bırakırken içeride bazı kimselerin tepkisini çekmişti. Hatta bunu hazmedemeyenler, hakkında çok acımasız kitaplar yazarak ülkeyi yabancı ürünlerin istilasına uğratmakla suçlamışlardı. Bugün gelinen noktada 'Özal Misyonu', siyasette bir çıta olarak algılanıyor. O günkü düşüncenin ürünleri yine varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu kez 4 yıldır ülkeye gelen yabancı sermaye ile ilgili benzer tepkiler veriliyor. Hatta bu tepkiler 12 gün sonra yapılacak seçimlere dolgu malzemesi bile yapılıyor. Bir taraftan Türkiye, uluslararası pazarlarda anlaşmalar yaparken öte yandan içeride globalleşme düşmanlığına imza atıyor. Bugünün çocukları ve yarının müteşebbislerinin kafası bir kez daha karışıyor. Bir taraftan müteşebbis olmaları için eğitim verilirken diğer yandan milli sınırlar içine hapsediliyor. Ne yaman çelişki! Bütün bu çelişkileri Petkim ihalesinde yaşadık. İhaleyi kazanan TransCentralAsia Petrocemikal Holding Ortak Girişim Grubu'nun, 2 milyar 50 milyon dolar vermesine rağmen kendini anlatma konusunda hata yaptığı doğru. Ancak bu durum, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev'in de desteklediği bilinen bir şirkete hukukun vereceği hüküm dışında kapı dışarı etme hakkı tanımaz. Unutmayalım Nazarbayev, ülkesinde Türk şirketlerine kapılarını her zaman açık tutuyor. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu ve eski TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, Petkim'i alan şirketin ortağı olan Troika Dialog'un çoğunluk hissedarının Ermeni asıllı Ruben Vardanian olduğunu Petkim ihalesi sonrasında öğrendiğini söylüyor. Evet ihalenin hemen ardından spekülasyonlar başladı. Ortada dedikoduların ötesinde sağlıklı bir bilgi yok. Ancak şu iddialar var: İhaleyi kazanan şirketin ortaklarından biri Ermeni diğeri de Yahudi. Aslında küresel ekonomide böyle bir tartışmaya girmek yersiz. Hangi Avrupa ya da Amerikan şirketinin ortaklarını aramaya kalksanız kafanız karışır. Çünkü, ülkeler yabancı yatırımcının milliyeti yerine yaptığı faaliyete bakar. Eğer şirket ülkesine katkı yapıyorsa bütün kapıları sonuna kadar açar; bu da yetmezse teşvikler dağıtır. "Petkim'i alan şirket hangi ülkenin, hangi milletin?" tartışmalarını yaparken muhtemelen birçok dünya vatandaşı hayretle bizleri izliyor. Hatta kendi ülkelerinde iş yapan Türk şirketlerini düşünmeye başlamışlardır bile. Dünün komünist Rusya'sında iş yapan şirketler Türk değil mi? Gökdelenler, oteller ve alışveriş merkezlerini kim dikmiş? Moskova semalarına doğru yükselen binaların çoğu Türklerin eseri. Bir kez daha ayağımıza kurşun sıkmayalım. Global oyuncular yetiştirmek için global şirketleri de hazmedelim. Tartışmayı da bu çerçevede yapalım. Kardeş ülkelerin vatandaşlarını ve devlet başkanlarını üzmeyelim. Irkçılık tartışmaları bir kenara bırakılıp hukukun vereceği kararı bekleyelim. Zaten Petkim'de 'altın hisse' garantisi ile ülke çıkarına aykırı bir icraatın yapılması mümkün değil. Paranın dini, dili, ırkı yok, maalesef. Sermayede milli olanı arıyorsak, Türkiye'nin en değerli şirketlerine kelepir fiyatına alıcı bulamayız. Bu durumda ya ihaleye açmayacaksın ya da kazanana çamur atmayacaksın.

Kaynak: ZAMAN GAZETESİ