SON YARIM YÜZYILIN kafa karıştırıcı kavramlarından biri ''yabancı sermaye'' kavramı oldu. Hangi amaçla, nereye, nasıl geldiğine bakılmaksızın bir tartışmadır gidiyor: İyidir ya da kötüdür tartışması.
TÜPRAŞ illa blok olarak satılacak. Türkiye'nin en büyük sanayi şirketi, Avrupa'nın 5. büyük rafineri şirketi. Forbes dergisinin yayımladığı ''Dünyanın en mükemmel büyük şirketleri'' listesinde yer alıyor. Kısacası, Türkiye'nin itibarını yükselten bir marka.
Başlığa sığmayacağı için sadece sonunu paylaştığım cümlenin tamamı şöyle: Bu ülkenin en değerli şirketleri olan ve bu halkın yıllarca vergilerinden kazanılanlar ile yaratılan Tüpraş ve Ereğli blok halinde yabancılara satılamaz, satılmamalı...
Tüpraş'ın özelleştirilmesi başlı başına bir "hukuk mücadelesine" dönüştü. Mücadelenin "savunma mevzilerinde" Petrol-İş Sendikası, "taarruz hattında" ise Özelleştirme Yüksek Kurulu ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı var.
Söylenecek birçok sözün olduğu gün. Hani yaşamda bazı acılar vardır yaratanı küçüldükçe acı büyür ve o acıdan çiçekler açar… 12 Eylül işte öyle bir gün. Ve hesabı sorulması gereken, ama asla sorulmayan bir dönem...
Sendikanın zaferiyle sonuçlanan davada POAŞ'ta borç ertelemenin engellenmesiyle 271.3 trilyon liralık anapara ile faiz, gelecek yılın sonuna kadar kamunun kasasına girecek. Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin POAŞ'ın yüzde 25.8 oranındaki kamu hissesinin İş-Doğan Petrol Yatırımları AŞ'ye satış bedelinin vadelendirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararını iptal etmesi bu operasyonda kamu zararını azalttı.
Dün Ankara'ya gelen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün başlayacak resmi görüşmeler sırasında sözü "TÜPRAŞ ihalesine" de getirecek mi? Getirecek!
Türk-İş ile Hak-İş konfederasyonları arasında bir süredir alttan altta cereyan eden çatışma, Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun bildirisiyle kamuoyuna yansıdı. Bildirinin giriş paragrafı, çatışmanın boyutunu anlamamıza yetiyor:
TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi gündeme alındığında, Petrol-İş Sendikası'nın kampanyası, ''İki özelleştirme harekâtı: Irak ve TÜPRAŞ'' sloganı ile başlatıldı. Kimilerinin, Irak'ın işgali ile TÜPRAŞ özelleştirmesi arasındaki benzetmeyi yadırgadığını; ''Irak haksız bir saldırıya, işgale uğramıştı; ama ülkenin özelleştirilmesi de nereden çıktı?'' diye sorguladıklarını biliyorum.
Ankara 10. İdare Mahkemesi TÜPRAŞ'ın satışını durduran bir karar almıştı. Özelleştirme İdaresi bu karara itiraz etti ve yürütmenin durdurulmasının durdurulmasını istedi ama Danıştay bu istemi reddetti. Yani, yılın en büyük özelleştirmesinin önü kalın duvarlarla kapatıldı. Eğer, nihai karar da bu yönde verilecek olursa yüzde 65.76'sı 1 milyar 302 milyon dolara satılan TÜPRAŞ yine devletin elinde kalacak.