KONU önce Referans Gazetesi’nin ‘Türkiye’nin Yıldız Kentleri’ toplantısı için gittiğim Kayseri’de Erdemir ihalesinden açıldı...
Dünkü gazeteler “TÜPRAŞ, TÜPRAŞ!” manşetleriyle çıktı. Adeta hep bir ağızdan “işporta tezgahı”na konmuş bir malı övüyorlardı. Kimisi TÜPRAŞ’ı “Kaşıkçı Elması”na benzetti, kimisi parayı verenin düdüğü çalacağı alalade bir mala.
Dün, geçen hafta Garanti Bankası Anadolu Toplantıları çerçevesinde yaptığımız Mardin ve yöresi seyahatinden bahsetmiştim. Tabii Diyarbakır’dan Mardin’e gezerek giderken Batman’a da uğradık. Batman konusunda hiçbir şey bilmeyenler, burada kötü ve küçük, yerel bir kasaba benzeri cılız bir yerleşim merkezi bekliyorlar.
OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy , Türkiye'nin kendi değişimini kendisinin yönetmesini isterken şöyle diyor: ''Ne yazık ki yönetemiyor. Dünya koşulları içinde uçan bir yaprak gibi sürükleniyor...'' Ulusoy haklı!..
SALI günkü yazımda acı bir olayı fotoğraflarıyla gündeme getirmiştim. Emekli Sandığı’na ait Gebze Darıca’daki dinlenme tesisleri özelleştirme kapsamında satışa çıkarılmıştı.
Bir şirket düşünün ki, uzun yıllardır Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu olsun ve 2004 yılında da 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında aynı sırayı gene büyük farkla korusun. 2004'te kendisinden sonra gelen üç büyük özel sektör kuruluşunun (2004 yılında tarihi bir zirve yapan otomotivin üç büyüğü Ford Otomotiv, Toyota, Oyak-Renault) toplamı kadar "üretimden net satış değeri"ne sahip olsun.
Konumuz ERDEMİR. İhale yaklaştıkça yarışacak grupların kamuoyu oluşturma çabaları da hızlandı. Hafta başında Mittal çıktı meydana, dün de Ereğli Ortak Girişim Grubu (EOGG). Mittal ne kadar uluslararası ise EOGG de o kadar yerli. (Benim dikkatimi logolarında kullandıkları nazar boncuğu çekti)
Özelleştirme tartışmaları kör bir ‘ak ve kara ikilemine’ dönüşmemelidir. Ne her özelleştirmenin doğru ve gerekli olduğu önyargısı gerçekçidir, ne de bütün özelleştirmelerin yanlış ve yararsız olduğu kanısı doğrudur.
Türkiye’nin en büyükleri listesi açıklanınca özelleştirmenin hedefleri konusunda söylenecek pek bir şey kalmadı aslında. Her şey o kadar açık ve net.
TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyetinin (TGC) Dolmabahçe Sarayı bahçesindeki geleneksek 24 Temmuz (Bu yıl 25 Temmuz’da gerçekleşti) buluşmasında ekonomiden sorumlu devlet eski bakanı Masum Türker’le konuşuyoruz: