AÇLIK SINIRININ ALTINDA ASGARİ ÜCRET KABUL EDİLEMEZ
Asgari Ücret Tesbit Komisyonu 23 Aralık tarihinde yaptığı toplantı sonrası 2026 yılı için geçerli olacak ücreti, 28 bin 75 lira olarak açıkladı.
2026 yılı için milyonlarca asgari ücretliye sadece yüzde 27 oranında zam yapılarak açlık sınırın altında bir gelir reva görülmüştür. Ülkemizde özellikle pandemi sonrası başlayan yüksek enflasyon ve kemer sıkma politikaları alım gücünü hızla düşürmüş, belirlenen enflasyona rağmen halkın alım gücü hızla erimeyi sürdürmüştür. Asgari ücretteki artış ne mutfaklardaki yangını, ne de diğer yaşam maliyetlerini karşılamaya cevap vermemektedir.
İşçi kesimini temsilen Asgari Ücret Tesbit Komisyonunda yer alan Konfederasyonumuz Türk-İş, bu yıl komisyonun yapısına, karar alma süreçlerinde işçinin taleplerinin ve gerçek enflasyon oranının göz ardı edilmesine itiraz ederek komisyondan çekildi. Komisyonun yapısının ve alınan kararların daha adil bir hale getirilmeden de komisyon çalışmalarına katılmama kararını sürdüreceğini de açıkladı. İşçi tarafı olmadan belirlenen 28 bin 75 liralık asgari ücret de Konfederasyonumuzun kararında ne kadar haklı olduğunun göstergesidir. Tamamen hükümet ve işveren tarafının iradesiyle belirlenen 28 bin 75 liralık asgari ücret, akılcı da vicdani de değildir.
Yoksulluk sınırının 100 bin liraya, açlık sınırının 30 bin liraya dayandığı ülkemizde, belirlenen rakamla asgari ücret daha şimdiden açlık sınırının altında kalmıştır. Asgari ücretin belirlenmesinde esas alınan TÜİK rakamları, hayatın gerçeğiyle uyuşmamaktadır. Çarşı-pazardaki fiyat artışı her ay ve yıllık oranlarda TÜİK’in açıkladığı rakamların çok üzerindedir.
Geçen yıl yüzde 45’lik enflasyona rağmen enflasyonun 15 puan altında gerçekleşen asgari ücret artışı, bu yıl da enflasyonun altında kaldı. 2025 yılı asgari ücreti yılın 11. ayında 6 bin 574 TL kayıp yaşayarak 15 bin 531 TL’ye geriledi. Asgari ücretlilerin yaşadığı kayıplar dikkate alınmadı. Çalışanlar enflasyona ezdirildi.
Hükümet ve işverenler tarafından belirlenen bu rakam kabul edilemez. Ücretli çalışanların yüzde 40’ını oluşturan asgari ücretliler yüzde 27’lik artışla açlığa mahkum edilmişlerdir. Gün geçtikçe daha da ağırlaşan ekonomik zorluklar sonucunda oluşan ağır yoksulluk toplumun sosyal yapısını da bozacaktır.
Petrol-İş Sendikası olarak taleplerimizi tekrar hatırlatıyor ve asgari ücretin günün gerçeğine uygun belirlenmesi gereğinin bir kere daha altını çiziyoruz.
– Petrol-İş Sendikası olarak, işçi tarafının yok sayıldığı süreçlerde belirlenen asgari ücret dayatmasını kabul etmiyoruz. Asgari ücret oranı eşit şartlarda ve adil bir şekilde oluşturulmuş Tesbit Komisyonunca masada belirlenmelidir.
– Petrol-İş Sendikası olarak, emeğiyle geçinen tüm kesimlerin insanca yaşayacak düzeyde ücret almasını savunuyoruz. Asgari ücret belirlenirken gerçek enflasyonun yani çarşı-pazardaki fiyat artışının esas alınmasını, aynı zamanda ekonomideki büyümeden de (GSYH) payımızın verilmesini istiyoruz.
– Petrol-İş Sendikası olarak geçtiğimiz yılki enflasyon kaybımız olan yaklaşık yüzde 15’lik kaybın karşılanmasını, gıda, eğitim, kira ve ulaşımda yaşanan gerçek artışın ve refah payının eklenmesini istiyoruz.
– Petrol-İş Sendikası olarak, devletin kamu çalışanı için belirlediği asgari ücret ile özel sektördeki asgari ücret farklılığını kabul etmiyoruz. Yaşam maliyeti kamu işçisine de, özel sektör işçisine de aynı. Asgari ücret belirlenirken, en düşük memur maaşının esas alınmasını talep ediyoruz.
– Petrol-İş Sendikası olarak, asgari ücretin bir an önce genel ücret olmaktan çıkarılarak, taban ücreti olmasını istiyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Süleyman Akyüz






