• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Emekçilere Hayır diyenlere biz de Hayır diyeceğiz

İçlerinde Petrol-İş'in de yer aldığı Türk-İş üyesi 12 Sendika Anayasa referandumu ile ilgili ortak bir açıklama yaptı: Demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir Anayasa istiyor, sendikal hakların yok sayılmasına ve 12 Eylül Anayasası'nın devamına Hayır diyoruz.

04.08.2010

Ülkemiz 30 yıldır insan hak ve özgürlükleri ile sosyal hukuk devleti ilkelerine dayalı demokratik yeni bir Anayasaya ihtiyaç duyuyor. Yasaklar ve otoriter hükümlerle dolu 12 Eylül anayasasını aşabilmek için aralarında işçilerin ve sendikaların da olduğu toplumun birçok kesimi yıllardır mücadele yürütüyor, talepler geliştiriyor. Şimdiye kadar iktidarların bu demokratik mücadeleyi dikkate alarak, 12 Eylül Anayasası yerine, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir Anayasa yapamamış olması büyük bir hata ve ayıptır. Ne yazık ki referanduma sunulan Anayasa değişiklikleri de gerek hazırlanma yöntemi, gerek dayandığı gerekçeler ve özellikle işçi haklarını yok sayan içeriği açısından ülkemizin ihtiyaç duyduğu demokratik, özgürlükçü ve sosyal bir Anayasa hedefini karşılamaktan çok uzaktır. Tersine yeni sorunlar yaratmaya adaydır.

İktidar, ülkenin emek ve demokrasi güçlerinin ortaya koyduğu esaslı demokrasi taleplerini, oluşmuş birikimi görmezden gelmekte ısrarcı olmuştur. Anayasa değişiklikleri, bir toplumsal ve siyasal uzlaşma sonucu ortaya çıkmamış, iktidar partisince tek taraflı olarak dayatılmıştır. İktidar partisi 12 Eylül Anayasasını tümüyle değiştirecek demokratik bir uzlaşma arayışı içinde olmamış, kendi siyasal ve ideolojik ihtiyaçlarına uygun değişikliklerle yetinmeyi yeğlemiştir. AKP, uzlaşmaya yanaşmadığı gibi, birbirinden çok farklı maddelerin aynı paket içinde oylanmasında ısrarcı davranmıştır. Demokratik hak ve özgürlüklere ilişkin değişikliklerin ayrı oylanması teklifini reddetmiş ve böylece Meclisin ezici çoğunluğunun destek verebileceği maddeleri de referanduma götürme inadı içinde olmuştur. Böylece yurttaşlar birbirinden farklı nitelikteki 26 değişikliğe tek bir yanıt vermek durumunda bırakılmıştır.

AKP yüksek yargıyı yeniden düzenlemeyi amaçlıyor

İktidar partisinin bu inadının arkasında yüksek yargıyı yeniden düzenleme amacının yattığı sır değildir. Tek başına kamuoyu desteği bulamayacağı  bu değişiklikleri kabul ettirmek için temel hak ve özgürlüklere ilişkin kimi değişiklikleri alet etmiş, bazı makyaj değişiklikleri de pakete eklemiştir. Bu tutum kabul edilemez. Temel hak ve özgürlükler referandum konusu yapılamaz.Tek taraflı hazırlanan paket bir toplumsal kutuplaşma yaratmış ve ülkeyi tam ortasından ikiye bölmüştür. Oysa Anayasalar toplumsal ve siyasal mutabakata dayalı, toplumun ezici çoğunluğunun üzerinde uzlaştığı; insan hak ve özgürlüklerinin günümüzde eriştiği düzeyi yansıtan belgeler olmalıdır.

Anayasa paketine hazırlanış biçimi ve yöntemi nedeniyle itiraz ediyoruz.

Ayrıca referanduma sunulan paketin içeriğine de ciddi itirazlarımız var.

Demokratikleşme iddiasıyla ortaya atılan paketin çifte standartlı olduğunu görmekteyiz. İktidar partisi denetimi altına aldığı 12 Eylül ürünü anti-demokratik yapılara; örneğin YÖK’e dokunmazken, seçim sistemini demokratikleştirmekten ve  seçim barajını düşürmekten kaçınırken, dokunulmazlıkları sınırlamazken, demokratikleşme adı altında yüksek yargıyı yeniden düzenlemektedir. Bu tutum inandırıcı değildir. Ülkemizin yargı sisteminin ciddi sorunları olduğu ve demokratik bir yargı reformuna ihtiyaç olduğu reddedilemez bir gerçektir. Ancak yapılan değişiklikler yargı sistemindeki sorunları büyütecek ve yürütmenin yargı üzerindeki vesayetini artıracak niteliktedir.12 Eylül anayasasının pek çok kurumuna dokunmayan bu değişiklikler köklü bir anayasa değişikliğini öteleyecek; demokratik ve sosyal yeni bir anayasa talebini zayıflatacaktır.

Anayasa değişliliklerinin sendikal haklara ilişkin hükümlerine  itirazımız var.

Biz sendikalar ve işçiler olarak 12 Eylül’ün ne anlama geldiğini yaşadığımız kayıplar ve baskılar nedeniyle çok iyi biliyoruz. 12 Eylül’ün gadrine uğrayanların başında işçiler, sendikacılar gelir. 12 Eylülcülerin, işveren örgütlerinin talepleri doğrultusunda hazırladığı Anayasa ve yasalar sendikal haklara büyük darbe indirmiştir. Tam da bu nedenle bizler neredeyse 30 yıldır bu Anayasanın değiştirilmesi için mücadele ediyoruz. Ne istediğimizi çok iyi biliyoruz. Bizler uluslararası kabul görmüş hakların Anayasa hükmü haline gelmesini istiyoruz. Referanduma sunulan metne baktığımızda ise Anayasanın emek karşıtı özüne dokunmayan makyaj değişiklikler görüyoruz. Kamuoyunda özü yeterince tartışılmayan ve bilinmeyen bu değişiklikleri şöyle değerlendirebiliriz:

51.Maddede var olan işçi-memur ayırımı devam ettirilmiş, tüm çalışanların ortak sendikalaşma hukuku yaratılmamıştır. Dahası madde uluslararası çalışma hukukuna uygun biçimde, emekliler ve işsizler gibi diğer emek kategorilerinin sendikalaşmasına olanak tanıyacak şekilde değiştirilmemiştir. Bu sınırlama nedeniyle kapatılmış ve kapatılma riski ile yüz yüze çok sayıda sendika olduğu unutulmamalıdır.

51.Maddenin özüne dokunulmazken, yapılan değişiklikle aynı anda birden çok sendikaya üye olma yasağı kaldırılmaktadır. Bu değişiklik bir sendikal kaos ve rekabet riski taşımaktadır. Sendikal mevzuat bir bütün olarak demokratikleştirilmeden böyle bir değişiklik yapılması yarar getirmeyecek, zayıf ve güdümlü sendikacılığı teşvik edebilecektir.

53.Madde ile memurlara toplu sözleşme hakkı tanındığı iddiası ise gerçek dışıdır. Grevsiz sendika ve toplu sözleşme hakkı özünden yoksundur. Çünkü sendikal haklar bölünmez bir bütündür. Bu nedenle, 53. Maddede yapılan değişikliğin bazı sendikal çevrelerde bir kazanım olarak sunulmasını kabul edilemez buluyoruz.Memurlara grevli toplu sözleşmeli sendikal haklar tanınmamış, tersine mevcut Anayasa hükmünden daha geri bir düzenleme yapılarak, kamu çalışanlarının uğruna yıllarca mücadele ettikleri grev hakkı zorunlu tahkim sistemi getirilerek engellenmiştir. 12 Eylülcüler işçi haklarını budamak için Yüksek Hakem Kurulunu Anayasaya koymuştu. AKP ise memurların grev hakkını budamak  için Kamu Hakem Kurulunu Anayasaya koyuyor. Sendikal haklara bakışın 30 yıldır değişmediği anlaşılıyor.

54..Maddede yer alan ve grev yasakları ile ertelemelerine olanak veren hükümler ve Yüksek Hakem Kurulu korunmuştur. Grevi sadece toplu sözleşme  yapılması sırasında başvurulabilecek bir araç olmakla sınırlayan 1. fıkra hükmü değiştirilmemiştir. Böylece 54. Maddenin 7 fıkrasında yer alan bazı grev yasakları kaldırılmış olsa da 1. fıkranın korunması nedeniyle diğer grevlerin ve özellikle de genel grev ve hak grevinin önü kesilmiştir. Dahası hiçbir Avrupa Anayasasında yer almayan lokavt anayasa hükmü olarak korunmuştur.

AKP Anayasa değişiklikleri sırasında Anayasanın 90. Maddesini ihlal etmiş, Türkiye’nin onayladığı temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin gereğini yapmaktan kaçınmıştır.

Sendikal haklar konusunda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları ve Uluslararası Çalışma Örgütü normlarının gereği yerine getirilmemiş ve ILO’nun eleştirilerine kulak tıkanmıştır.

125. maddede yapılan değişiklik ile idarenin eylem ve işlemlerinin yargısal denetimi önemli ölçüde sınırlandırılmış ve yargının kamu yararı gerekçesiyle karar vermesi zorlaştırılmıştır. Bu yolla kamu yararının ihlal edilmesinin ve kamunun talan edilmesinin yolu açılmıştır. Bu değişiklik özelleştirmeleri yargı denetiminden kaçıracaktır. Böylece sendikalar olarak yıllardır kamu yararını savunmak için kullandığımız bir hukuksal dayanak sınırlanmaktadır.

Tüm bu nedenlerle sendikalar olarak  hayır diyoruz.

Öte yandan referandum iktidar partisinin inadı yüzünden AKP’ye evet-hayır oylamasına dönüşmüş durumdadır. 8 yıldır emek karşıtı icraatlarına yakından tanık olduğumuz bu iktidara güven oyu vermemiz, evet oyu vermemiz mümkün değildir. Referandumda vereceğimiz hayır oyu, aynı zamanda hükümetin emek karşıtı 8 yılına karşı tutumumuzun da göstergesi olacaktır. Emekçilerin bu hükümete güvenoyu vermesi mümkün değildir.

İşçi haklarını görmezden gelen, uluslararası çalışma hukukunu, AİHM kararlarını ve ILO normlarını göz ardı eden değişikliklere hayır diyoruz.

Toplumsal ve siyasal uzlaşmayı reddeden, dayatmacı otoriter zihniyete hayır diyoruz.

Emekçiye hayır diyenlere biz de hayır diyeceğiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Petrol-İş Sendikası            Kristal-İş Sendikası          Ağaç-İş Sendikası

Basın-İş Sendikası             Belediye-İş Sendikası     Deri-İş Sendikası

Harb-İş Sendikası              Hava-İş Sendikası            TekGıda-İş Sendikası

Tez-Koop-İş Sendikası                   TGS                         Tümtis Sendikası