• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

İkinci Tatneft olayı mı? | Taylan Erten-Dünya

TranscentralAsia Petrochemical Holding (TAP), dün Ankara'da yapılan Petkim ihalesini, 2 milyar 050 milyon dolarlık teklifiyle "kazanan" ortak girişim grubunun adı. Bu uzun unvanı biraz "derin" okumamız gerekiyor.

TAYLAN ERTEN
06.07.2007

TranscentralAsia Petrochemical Holding (TAP), dün Ankara'da yapılan Petkim ihalesini, 2 milyar 050 milyon dolarlık teklifiyle "kazanan" ortak girişim grubunun adı. Bu uzun unvanı biraz "derin" okumamız gerekiyor. O zaman durum şöyle oluyor: TranscentralAsia Petrochemical Holding, "çatıyı" oluşturuyor. Sermaye bileşimi Rus-Kazak ağırlıklı. "Çatı"nın altında üç şirket daha var. Bunların toplamı, ortak girişim grubunu meydana getiriyor. Grup da "çatı" şirketin adıyla anılıyor. Bir de "üçüncü tabaka" var ki içinde Arap sermayesinden Kazak, Rus sermayesine kadar "saçaklanmış" bir katılım yapısını barındırıyor. Biraz karışık, değil mi? Evet, karışık! Karışık olan şu: Dün, bu ihale de geçmişteki benzerleri gibi, "şeffaf" olsun diye, televizyon kanallarında yayımlandı. Ama "şeffaflık" sadece görüntüde kaldı. Pazarlık, TAP'ın 2 milyar 050 milyon dolarlık teklifiyle sonuçlandıktan sonra, Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı ve İhale Komisyonu Başkanı Osman İlter'in tutumu dikkatleri çekti. Şu nedenle çekti: İhaleyi izleyen gazeteciler, "kazanan" grubu oluşturan "çatı" ve diğer katılımcı Rus, Kazak şirketlerinin şirket kimliklerini öğrenmek istediler. Bu TAP grubu ve diğer katılımcı şirketler, neyin nesiydi? Rusya ve Kazakistan kökenli olmalarının dışında, gerek kendi ülkelerinde, gerekse dünya petro- kimya âlemindeki konumları, güçleri, yeterlilikleri ne düzeydeydi? Çünkü, nihai pazarlığa yabancı ortaklarla katılan Türk şirketlerinin temsilcilerini bile şaşırtan bir "rahatlıkla", fiyat yükselten bir yabancı grup, sadece adıyla sanıyla değil, asıl, yapısı ve siciliyle merak edilirdi. İlter, gazetecilerin bu yöndeki haklı sorularına cevap vermekten, ısrarla kaçındı. "Grubun kimliği neden gizleniyor?" sorusunu da "Gizlenen bir şey yok, ama açıklama yapamam" gibi, merakı daha da tahrik eden bir cevapla geçiştirdi. Bu konuda "kapalılık", İlter ile sınırlı kalmadı. "Kazanan" grubun kimi danışmanları da grup hakkında doyurucu bilgi arayan gazetecileri "hayal kırıklığına" uğrattılar. Evet, bu bilgi gizleme çabasının sebebi ne? Bu soru, kamuoyunun bilmesi gereken temel bilgilerin böylesine gizlendiği bir ihalenin hakkıdır! Onun için, Petkim satışını yürütenler ve "kazananlar" doyurucu, açık, ayrıntılı ve elbette ikna edici bilgileri kamuoyuna açıklamadıkları sürece, bu ihale çok konuşulacak, çok tartışılacaktır. Tatneft-Efremov unutulmadı Bu işleri izleyenler hatırlayacaktır. Petkim gibi, Türk petro-kimya sanayiinin tek ve güçlü rafinaj kolu Tüpraş'ın ilk satış ihalesinde de benzeri bir durum yaşanmıştı. Tatneft adlı Tataristan kökenli bir "çatı" şirket, elindeki Efremov Kautschuk adlı bir şirketle Tüpraş'ın yüzde 65.7 oranındaki hisselerini içeren ihaleye katılmış ve 1.3 milyar dolarlık teklifle kazanmıştı. İhale, çok sayıda dava ile yargıya kadar uzanan büyük tartışmalara konu oldu. Bu bir tarafa... Asıl vahamet, Almanya'daki sicil dosyasında, Efremon Syntetic Rubber Interprise ile Virgin Adası'nda kurulu Renix Finance Corp şirketlerinin ortaklığı gibi görünen Efremov'un, bir tabela şirketi oluşu ve bunun, ihaleden sonra ortaya çıkarılmasıydı. Tatnetf- Efremov, ilkinin bu nedenlerle yargı tarafından iptalinden sonra, ikinci ihalede Koç Grubu'nun 4 küsur milyar dolar bedelle aldığı Tüpraş'ı, az kalsın, 1.3 milyar dolara kapatacaktı. Bunu da not edelim. Daha önemlisi, Efremov 105 bin Euro öz sermayeli, 39 milyon Euro toplam aktif değerine sahip, 2002 yılında toplam borçları öz sermayesinin 358 kat fazlasına ulaşmış ve aynı yıl sadece 390 bin Euro kâr açıklamış bir şirketti. Bunlar, Petrol-İş Sendikası'nın dava dilekçelerine ve yargı kararlarına giren bilgiler. Düne dönersek... 6 Haziran 2006'da ÖİB'nin açık artırmasında 605 milyon dolara Uzan Grubu'na bağlı Standart Kimya AŞ'ye satılan, ancak bu şirketin yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle iptal edilen Petkim'in ikinci ihalesi, Tatneft-Efremov tecrübesini hatırlatıyor. Aksi halde TAP'ın kimliği neden gizlenir, neden çekinilir? Hani, bu ihaleler şeffaftı, her şey kamuoyunun gözleri önünde olup biterdi? Gerçekten öyle mi; yoksa, gerçeklerin açığa çıkması için ille de yargının kararlarını mı bekleyeceğiz?

Kaynak: DÜNYA GAZETESİ