• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

IndustriALL Küresel Sendika

İşyerindeki Gizli Kriz: Kadına Yönelik Şiddet

13.11.2017

İşyerinde kadına yönelik şiddet gerçektir; her gün, dünyanın her köşesinde oluyor. Sözlü ve fiziksel tacizden cinsel istismara ve hatta cinayete kadar birçok şekil alıyor.

Yüz kırk ülkede 50 milyon işçiyi temsil eden bir örgüt olarak IndustriALL Küresel Sendika kadınlara yönelik şiddeti türü ne olursa olsun kabul edilemez buluyor ve üyelerinin kadına şiddeti durdurmaya yönelik eylem ve etkinliklerini destekliyor.

Madencilik, tekstil ve imalat dahil olmak üzere IndustriALL'ın örgütlü olduğu sektörlerde çalışan kadınlar beklenenden çok daha fazla işlerini kaybetme korkusu, damgalanmak, hem evde hem işyerinde sosyal olarak dışlanmakla yüzleştiklerinden tacize karşı konuşmaya korkuyorlar. Konuştukları zaman ise ya görmezden geliniyorlar ya da ayıplanıyorlar.

Kolombiya'daki çok uluslu bir madencilik şirketinde bir kadın sendika lideri, sadece erkek meslektaşlarının saldırgan sözlü taciz ve ayrımcılığına maruz kalmadı; aynı zamanda patronlarından biri tarafından cinsel saldırıya da uğradı. Bunu, şirkete şikayet ettiğinde bir başka kadın aynı kişi hakkında benzer iddialarda bulundu. Şirketin durumu ele alacağını açıklamasına rağmen hiçbir şey yapılmadı.

Şirketin bu türden bir suç ortaklığı, faillerin cezasız kalarak hareket etmesine izin veriyor. Fas'ta havacılık sektöründe çalışan genç bir kadın, amirinin kendisine yönelik cinsel tacizini şikayet ettiğinde, şirket onu hikaye uydurmakla suçladı. Yönetim, konu duyulursa şirket için yaratacağı olumsuz imajı belirterek kadına iddiasından vazgeçmesine yönelik baskı uyguladı. Kadının taciz edildiğine dair hiçbir kanıtı yoktu ve ortada sadece erkeğin sözüne karşı kadının sözü vardı. Kadın kendini şirketten ayrılırken buldu.

Bu tacizlerin kanıtlarının altında aslında erkeklerin kadınlar üzerinde uyguladığı güç yatıyor. Buna meydan okunduğunda ise daha fazla sorun ortaya çıkabiliyor. Kolombiyalı madencilik şirketinde çalışan bir kadın işçi işyerinde eşit olduğunu kabul etmeyi reddeden erkek meslektaşı tarafından  hayatının bir cehenneme çevrildiğini söyledi. Meslektaşı tarafından yapılan cinsel ve sözlü tacizin ancak sendikasıyla birlikte harekete geçtikten sonra durduğunu belirtti.

Güney Afrika'da erkek egemen madencilik sektöründe, kadınlara cinsel taciz çok yaygın. Taciz, kadınlar yeraltına gitmek için kafesin içine girdikleri andan itibaren başlıyor. Erkek işçiler, kapalı alanlardan yararlanarak onlara dokunuyor veya kadınları göğüsleri kafesin duvarlarına doğru gelecek şekilde itiyorlar.

Cinsel tacizi hoş görme en korkunç şiddetle sonuçlanabilir. Güney Afrika'daki 27 yaşında olan madenci Pinky Mosaine, 2012'de iş arkadaşı tarafından saldırıya uğradıktan sonra, yakınlara atılan kullanılmış prezervatifle birlikte bir kan havuzunda bulundu. Yeraltında yalıtılmış bir yerde çalışan bu genç anne, kısa süre sonra öldü. Başka bir kadın maden işçisi, Cynthia Setuke, 2013'te yetersiz ışıklandırılmış bir maden kuyusunda çalışırken bir erkek meslektaşı tarafından tecavüze uğradı ve öldürüldü. Sınır Tanımayan Doktorlar tarafından 2016'da yayınlanan bir çalışma, Güney Afrika'nın platin madeni kuşağında yaşayan 4 kadından 1'inin tecavüze uğradığını tespit etti.

Bununla birlikte kadına yönelik şiddet erkek egemen sektörlerle sınırlı değil. Latin Amerika, Asya ve Kuzey Afrika'daki tekstil ve konfeksiyon sendikalarından temsilciler ve işçiler, kadına yönelik şiddetin kendi sektörlerinde de yaygın olduğunu bildirdiler.

Peru'da tekstil işçisi olan bir kadın ''Başka yerde yapmamız gereken iş olsa bile müdürlerimiz bize bağırarak oraya git buraya gel vs. emrediyor. Bize eşekler gibi davranıyorlar, işimizi iyi yapamadığımızı söylüyorlar, tuvalete ne zaman gideceğimizi kontrol ediyorlar ve hamile kadınların doktor randevularına gitmesine izin vermiyorlar'' dedi.

Üretim baskısı da amirlerin işçilere kötü davranmalarına yol açıyor. Fas'taki kadın konfeksiyon işçileri, fiziksel ve sözlü olarak taciz edildiklerini, tuvalete gitmelerinin engellendiğini, sıkıştırıldıklarını, eğer çalışmaları yeterince hızlı sayılmazsa, kendi yaptıkları elbiselerle dövüleceklerini ve tokatlanacaklarını anlattı. Sendikalar bu uygulamalara karşı mücadele ediyor, durumu iş müfettişlerine ve işverenlere bildiriyor ve polise şikayet ediyor.

Bazen kadınlar yalnızca hamile oldukları için hedef alınıyor ve bu durum hem anne hem doğmamış çocuk için risk oluşturuyor. Peru'daki bir kadın konfeksiyon işçisi, işyerinde kendini iyi hissetmediğinde tıbbi yardım isteme izninin nasıl reddedildiğini anlattı. Aşırı yorgunluğuna rağmen, şirket akşam 7'den sabah 7'ye kadar 12 saat gece vardiyasında çalışmaya zorluyor ve iş yükünü % 50 oranında artırıyordu. Çalışması yavaşlamaya başladığında, görevden uzaklaştırılıyordu. Şirket, doğumundan birkaç ay sonra ve hatta istifa mektubunda onun sahte imzasıyla işine son verdi. Üye olduğu sendika şimdi mahkemelerde kadının yasa dışı işten çıkarılma davasını takip ediyor.

Daha az kalifiye kadın işçiler, anneler ve müteahhit ya da taşeron işçiler daha fazla cinsiyete dayalı şiddet riski altındalar. Ancak eğitimli, kalifiye beyaz yakalı kadın işçiler de istismarın kurbanı oluyor. IndustriALL Küresel Sendika'nın İsveçli üyesi Unionen Sendikası, elektrik firmasında çalışan genç bir kadının şirketin yılbaşı partisinde şirket müdürünün ona uygunsuz bir şekilde dokunmasından sonra çalıştığı yerdeki iş mahkemesine cinsel taciz davası açmasında kadına yardım etti. Polis, müdürün ceza mahkemelerinde yargılanması için yeterli delil olmadığını söylemişti. İsveçli Unionen Sendikası üyeleriyle yapılan ve 1000 sendikalı işçinin katıldığı bir ankette sendika üyesi 4 kadından 1'inin işyerinde cinsel tacize uğradığı tespit edildi.

IndustriALL'ın Genel Sekreter Yardımcısı Jenny Holdcroft yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Sendikalar, işyerinde kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için her yerde, her yöntemi kullanarak, mümkün olan en üstün gayreti göstermelidirler. En temel insan hakkının ihlali ile mücadele etmeksizin kadın haklarını savunduğumuzu, eşitliği ve insan onuruna yakışır bir çalışmayı savunduğumuzu iddia edemeyiz.”

 

DUYURU...

GENEL BAŞKANIMIZ SÜLEYMAN AKYÜZ’ÜN FACEBOOK HESABI ÇALINMIŞTIR. GELECEK OLAN MESAJLARA VE PAYLAŞIMLARA LÜTFEN İTİBAR ETMEYİNİZ. ...
devamı