Bölgemizde oyunu büyük oynayan güçlerin işi Türkiye’de artık kolaylaşmıştır. Ülkemizde özelleştirmeler yoluyla sürdürülen süreç Irak’ta bile ancak silah zoruyla ve işgal yoluyla hayata geçirilebilmiştir. Ülkemizi yöneten anlayış ve bu anlayış ile uyumlu olan sermaye kuruluşlarımız Irak’ta bulunan 130 bin kişilik askeri kuvvetin ancak başarabildiği operasyonu, bir açık arttırma ile başarmaya çalışmaktadır.
Oyun eski bir oyundu. Senaryo bildikti. Sahne tanıdıktı. Seyirci de aynıydı. Sadece aktörler yeniydi, dekora türban geçirilmişti, kostüm tesettüre girmişti. Oyunun adı satmaktı! Ticaret! Mallar devletindi. Devlet tu kakaydı! Miskin ve tembeldi. İyi işletemiyordu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın ''ağabey'' dediği Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'la birlikte satışlar konusunda çok sıkı çalıştıkları adım adım gün ışığına çıkıyor. Hani iki devlet büyüğümüz için ''Aralarından ihale sızmaz'' desek, yeridir!
TÜRK-İŞ BASIN BİLDİRİSİ OKUNDUEmek Platformunun aldığı karar gereği Tüpraş işçileri 26.09.2005 günü yarım gün işbaşı yapmadı. Şube Başkanı Ali Ufuk Yaşar’ın konuşmasının ardından Rafineri Baş temsilcisi Salih Efe bildiriyi işçilere okudu.
TÜPRAŞ'ın yüzde 14.46 hissesini 4 Mart 2005'te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) satan Özelleştirme İdaresi, bu hisseleri kimlerin aldığını bilmiyor! (ÖİB açıklaması 21 Eylül) Ama kamuoyu biliyor. Kamuoyunun bilgi kanalları, istihbarat imkânları ÖİB'den daha mı güçlü? Hayır.
Burası "güncelhafızasızlık"galaksisi. Burada, insanlar Ergenekon'u dahi unutmazken, ensesine vurup lokmasını alana dair herhangi bir şey hatırlamaz. Hatırlamak bir yana... Hafızasızlıktan daha beteri, sorgulama, bir durup düşünme, doğrusunu arama ve sorma eksikliği olduğu için de...
Ofer'leme dört bir koldan dinamizm kazandı. Yatağına sığmayan seller gibi akıyor. En büyük milli iş adamlarımızdan Rahmi Koç, "Haberim olsaydı, holdingime bile külfet vermeden Galataport'u ben alırdım" diyen ustura gibi bir giriş yaptı.