• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Barbara Figueroa/Şili Sendikal Merkezi (CUT) Başkanı

Şili: İş yasası değişiyor

18.06.2015

Kararlı, güçlü ve düşüncelerinin arkasında durma cesaretine sahip bir kadın olan Barbara Figueroa düşündüğünü söylemekten sakınmıyor. Şili sendikal merkezi Central Unitaria de Trabajadores de Chile'nin (CUT) Başkanı olan Figueroa kendisini Şili'deki “en önemli işçi örgütünün önde gelen sözcüsü” olarak görüyor.

Ülkede ücret eşitsizliğinin artması ve iş güvencesinin yokluğu, Michelle Bachelet hükümetinin İş Yasası'nda değişiklik içeren bir yasa tasarısını Kongre'ye vermesine yol açtı. Söz konusu iş yasası 1990'da sona eren Pinochet diktatörlüğü döneminde çıkarılmıştı. Yeni yasa işçilerin kolektif haklarını güçlendirmeyi ve daha adil bir çalışma ilişkileri sistemi getirmeyi amaçlıyor. Figueroa değişiklik için öncülük yapanlar arasında yer alıyor.

IndustriALL Küresel Sendika'nın Latin Amerika ve Karayipler Ofisi'nden Kimber Meyer'in Barbara Figueroa ile bu konudaki söyleşisini yayımlıyoruz.

CUT'un gündemindeki önceliklerden biri 29 Aralık 2014'te Kongre'ye gönderilen iş yasasında reform tasarısı. Reformun işçilerin yararına olacak ana noktaları neler?

En önemli değişiklik, sendikaların toplu pazarlıkta tek yetkili aktör olarak tanınmasıdır. Halen toplu pazarlık özellikle bu iş için kurulmuş bir işçi komitesi tarafından yürütülüyor. Bu durum sendikalara çok ağır zararlar verdi, ama şimdi durum değişiyor. Bu müzakere komitelerinin oynamakta olduğu rolü sendikalar üstlenecek ve bu konuda bütün sorumluluk sendikalarda olacak. 

İkinci konu temsille ilgili. Halen işverenler çalışma koşullarında sendikaların gerçekleştirdiği kazanımları istihdam ettikleri bütün işçilere tek taraflı olarak teşmil etme hakkına sahipler.   Reform bu uygulamaya son verecek ve işverenler sendikayla anlaşmaya varana kadar bu hakları teşmil edemeyecek. Bu ise sendikaların rolünü ve gücünü artırıyor.

Üçüncü olarak, reform, toplu pazarlık haklarını sendikaların daha iyi sözleşmeler bağıtlamasına olanak verecek şekilde genişletmeyi amaçlıyor. Yaptırımsız ya da kısıtlamasız grev hakkını elde etmeye önem vermeliyiz.

Ama yasa tasarısında bazı çelişkiler var…

Tasarı sendikal eylemin yasallığını ve grev hakkı gibi temel sendikal hakları tanımasına rağmen, bazı zayıf yanlar da içeriyor. Sendika karşıtı uygulamaları cezalandırmaktan söz ediyor, ama grevlerin yürütülmesiyle ilgili önlemler de getiriyor. Tutarsızlık bu. Çünkü bir yandan hakları güvence altına almaktan söz ediyor, ama sonra bu hakları hayata geçirecek girişimleri etkisiz kılan belli yaptırımlar ve kısıtlamalar dayatıyor. Yasada reform girişiminin temsil ettiği ilerlemeyi memnunlukla karşılıyoruz, ama eğer yaptığımız her şey için izin istemek zorunda kalacaksak, aslında hiçbir hakkımız olmayacak demektir.

İkili bir sorumluluğumuz var. Çünkü bu tartışma, eğer gerekli reformlar konusunda ilerleme kaydetmeyi başarırsak, sadece yerel sendikal örgüt üzerinde olumlu etki yaratmakla kalmayacak, temel işçi hakları konusundaki küresel tartışmaya da katkıda bulunacaktır.

Başka ülkelerin çalışma koşullarının iyileştirilmesinde Şili'yi model olarak kullanacağını düşünüyor musunuz?

Bunu amaçlıyoruz, ilerleme kaydetmeyi ve süregiden tartışmaya katkıda bulunacak emsal yaratmayı. Şilili şirketler bütün bölgeye yatırım yapıyor ve hepimiz biliyoruz ki komşu ülkeler sendikal hakları tanımak yönünden Şili'den çok daha iyi durumda.

Reformun belirsizliğe yol açtığını söylüyorlar. Ama sadece reform tartışılırken böyle. Sorun çözülünce, durum, şirketlerin yatırım yapmakta duraksamadığı Uruguay, Arjantin ve Peru gibi ülkelerdekinden hiç de farklı olmayacaktır. Ülkemizdeki reform dünyanın her yerinde tanınan standartlarla ilgili. Bunun büyük ağırlık taşıyan çok önemli bir nokta olduğu kanısındayız. İşçilerin haklarını geri almasına yardımcı olmaya ve ülkedeki durumu bölgedeki standartlara uygun hale getirmeye çalışıyoruz.

Gerekli değişiklikler yapılınca, sendikaların daha fazla destek vereceğini ve tasarının yasalaşması için çaba harcayacağını düşünüyor musunuz?

Kanımca, eğer tasarı Temsilciler Meclisi'nde olumlu bir ilerleme kaydederse, Senato'da olup bitenleri yakından izlememiz gerekecek. Sendikaların tartışmanın dışında tutulmasına izin veremeyiz, bu nedenle olup bitenleri dikkatle izlememiz gerekecek. Önerilen her değişikliğin ayrıntıları ve senatörlerin olumlu değişiklikleri destekleyip desteklemedikleri ya da yapılan değişiklikleri engellemeye çalışıp çalışmadıkları konusunda sürekli bilgi edinmeliyiz. Her olasılığa karşı hazırlıklı olmalıyız. 

Çalışma yaşamıyla ilgili reform konusunun aslında sadece sendikal hareket için değil, ülkenin tümü için önemli olduğunu halkın anlamasını istiyoruz. Servetin adil dağılımıyla ve eşitsizliğe son verilmesiyle ilgili bir tartışma bu. 

İş yasası reformu kesinleştiğinde, sizce gerçekleşecek ilk değişiklikler ve en önemli konular neler olacak?

Tasarının mümkün olan en kısa sürede yasalaşmasını bekliyoruz. Gerçi yasa kabul edildikten ancak bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Bunu onaylamıyoruz ve böyle bir reformun uygulanmasının, halen yürürlükte olan toplu sözleşmeleri dikkate almayı gerektirdiğini söyledik. Yasa kabul edildiğinde, bu sözleşmeler hâlâ yürürlükte olacak. Yeni yasayla uygunluğu sağlamak için, hükümetin teftiş ve mahkemeler gibi uygulamayı sağlayacak kurumları da güçlendirmesi gerekiyor.

Önümüzdeki görev, bu reformun anlamı konusunda aktif yönlendirici örgütçüler ve eğitimciler olmak ve tartışmayı sendikal hareketin her köşesine taşımaktır. Öyle ki sendikalarımız diktatörlüğün dayattığı iş yasasına artık katlanmak zorunda kalmasın. Bu görev sendikal hareketin çok önemli bir öğrenme ve kültürel değişim sürecine girmesini gerektiriyor. Bizlere ise yasayı hayata geçirmek için gereken bütün araçlarla sendikal hareketi donatma sorumluluğu düşüyor.