Sendikasız Kadınlar,

Kadınsız Sendikalar

Alt başlığı, 'Sendika-Kadın İlişkisinde Görülen Sorun Alanlarını Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma' olan çalışma, Petrol-İş Kadın dergisi yazarlarından hocamız Betül Urhan'ın kaleminden çıktı. Sendikalarda kadın çalışmalarına, bunların oluşma ve oluşamama nedenlerine ışık tutan bu kitabı mutlaka okuyun.

Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) yayınlarından çıkan kitap, Fridrich Ebert Vakfı tarafından desteklenmiş. Çalışmanın ortaya çıkmasında, dergimiz çalışanları ve örgütlenme uzmanımızın da emeği var.

Kadın ücretli emeğinin giderek yarı zamanlı, güvencesiz, sendikasız işlere sürülmeye çalışıldığı günümüzde, sendika üyesi kadınların sayısının da azaldığını görüyoruz. Bunun yapısal nedenleri var elbette, ama sendikalardaki erkek egemenliğinden kaynaklanan nedenleri de var. Toplumun ve işgücü piyasalarının cinsiyetçi yapıları bir yana, nispeten güvenceli ve düzenli çalışmanın hüküm sürdüğü özellikle hizmet, gıda, hazır giyim gibi kadınların yoğun bulunduğu sektörlerde örgütlü sendikalarda bile kadın temsili yeterli düzeyde değil, kadın yapıları günü kurtarmaya yönelik, kadın çalışmaları ise sendikanın genel politikaları içine alınamıyor, sendikalar bir erkek kulübü adeta.

Bu neden böyle; bunun sendikaların örgütlenme anlayışlarından kadın işçilere bakış biçimlerine kadar uzanan maddi ve fikri nedenleri var. Betül Urhan'ın çalışması, büyüteci karar verici pozisyonlarda bulunan erkeklere yöneltiyor, biraz da zorunluluk bu esasında, sendikalardaki politika yapıcılar, karar vericiler hep erkekler. Bu noktada araştırmanın işçi sendikaları ile sınırlı olduğunu söylemekte yarar olduğunu düşünüyoruz. Memur sendikalarında durum bir nebze farklılık arz ediyor.

Araştırma konusu olan konfederasyon ve bağlı sendikaların MYK'larında bir tek kadın var; DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu. Konuşulanlar arasında iki de şube başkanı kadın bulunuyor. Üç konfederasyondan ancak birinde tüzükle tanımlanmış kadın komisyonu yer alıyor, bağlı sendikalarda durum bundan çok farklı değil, kiminde un var, şeker yok, kiminde şeker var un yok, kiminde ne un ne de şeker var. Unun ve şekerin aynı anda olduğu bir sendikal yapıya rastlamak mümkün değil.

O nedenle sendikalarda kadınlar bir türlü varlık gösteremiyorlar. Sendikalar kadınları harekete geçiremiyorlar, bu eşitsiz tabloda, kadın çalışması yapacağım diye oradan oraya koşuşturan, sendikamızda kadınlar da yönetimlerde olsun diyen tek tek kadınlar ve yöneticiler de yok değil, fakat onların varlığı mevcut tabloyu değiştirmekte ne yazık ki yetersiz kalıyor. Kitap sonunda çözüm önerilerini de sıralamış esasında. Nedenleri bilip de çözüm arayanlar sondan başa doğru gidebilirler.

Tabloların özetlediği

Önerimiz baştan başlamanız. Kitapta yer alan sendikalardaki kadın yapı ve uzmanlık dairelerini gösteren çizelge başta olmak üzere tablolara mutlaka bakın, çünkü tablolar Türkiye'deki kadın istihdamının yapısı ve sendikalardaki kadınların ve kadın örgütlenmelerinin bir tablosunu çiziyor.

Dost acı söyler diye güzel bir sözümüz vardır. Bu söz kendimize eleştirel bakmanın ve bizi eleştirenlerin sözlerine kulak vermenin önemini anlatır. Çünkü insanın da, kurumların da eksikliklerini kavrayıp gelişip, ilerlemesi ancak eleştiri ve özeleştiri ile mümkündür. Son dönemlerde her türlü eleştiri düşmanlık olarak kabul edildiği için, eleştiri ve özeleştiri mekanizmaları da doğru dürüst işletilemiyor.

Sendikacıların, sendika uzmanlarının, sendikalarda ya da üniversitelerde kadın çalışması yapanların mutlaka okuması gereken bir kitap. ■

 


 

  KİTABIN PDF DOSYASINI BURADAN İNDİREBİLİRSİNİZ...

TÜRKÇE ARAŞTIRMA ÖZET RAPORU

İNGİLİZCE ARAŞTIRMA ÖZET RAPORU

 

(Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi, Sayı 50, Ocak 2015)